Nereden nereye
Zamanla anlam kaymasına uğramış sözcükler...
- Abandone: Boksta, oyunu terketme. İngilizcedeki son kullanımı terketme, başıboş bırakma. Türkçe 'deki kullanımı: Şaşırmış, aptala dönmüş
- Ab origine: (Latince) Başlangıçtan beri anlamında. Aborjin yerlilerinin ismi buradan geliyor.
- Acemi: Arapça bilmeyen kişi, barbar./Acem/ Bugün için, bir işin yenisi anlamında daha hafif bir anlama kaymış.
- Adisyon: ( Addition, Fransızca.) Toplam./ Restoran ve barda hesabın toplamı
- Adiyö: (A dieu, Fransızcası) 'Tanrıya' bir veda sözü. Bizdeki tam karşılığı, Allahaısmarladık.
- Akıl: (Aqil, Arapça) Deve kaçmasın diye ayağına bağlanan kazık. Akıl da bizi dizginleyen, zaptırapt altına alan şey değil mi?
(Çoğulu Ukala) Akil, Makul,Ukala sözcükleri bu kökten türemiş.
- Albay: Alay beyi sözcüğünden kısaltarak...
- Al dente: (İtalyanca) Dişe gelir.
Az pişmiş makarnayı ifade eden söz.
- Allemannen / Alman: (Almanca):
Bütün insanlar. Belli başlı Germen kabilelerinin bir araya gelerek oluşturdukları konfederasyonun adı.
(Bugün ise Almanlara verdiğimiz ismin kaynağı)
- Alyans: (Fransızca. Alliance) İttifak/ Nikah yüzüğü/ Özellikle kendi vatanı dışında yaşayan Yahudilerin dayanışmasını anlatan bir deyim.
- Anchorman: (İngilizce.) Bir takımın en güçlü ve usta oyuncusu.
(Bugün için ana haber sunucusu olarak dilimizde de mevcut.)
- Angarya: Yunanca Angaria'dan... Bedelsiz kamu hizmeti.
- Ankastre: (Fransızca) Yuvasına sokmak, sıkıca gömmek. Dilimizde özellikle gömülü durumdaki mutfak cihazlarını tanımlarken kullanılıyor.
- Anorak: Eskimoların başlıklı kızak ceketi
- Argo: (Fra.) Hırsızların dili olarak çıkan bu deyim, daha sonra standart dışı, bir gruba ait özel dil anlamlarına evrimleşmiştir.
- Assasin: (İngilizce) Suikastçı.
(Alamut kalesinin komutanı meşhur Hasan Sabbah'ın haşhaşla ve cennet vaadi ile uyuşturduğu, döneminin meşhur kiralık katillerine Haşhaşin adı verilirdi. Ünleri zamanı aşan bu korkutucu katiller, bir başka kıtada, Avrupa'da kiralık katili anlatmak için türetilen yeni bir sözcüğe (Assasin) can verdi.)
- Avize: (Farsçada Aviza) Kulak memesi, küpe./ Asılı olan her şey./ Günümüzdeki kullanımı aydınlatma gereci olarak biliniyor.
- Ayyuka çıkmak: Ayyuk, Keçi yıldızı. Göğün en yüksek yeri.
- Baro: (Fra.) Barreau. Çubuk.
Engel, bariyer. Mahkemede avukatları hakimden ayıran engel. Avukatlar zümresi.
- Bedava: (Fa.) Bad-ı heva...
Badavar. 'Rüzgar getirdi'. Bedelsiz ya da tesadüfen elde edilen şeyleri anlatan deyim.
- Bende: (Fa.) Köle. (Bendeniz: köleniz.)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.