T elevizyonda başkalarını izlemenin ve onlara hayranlık duymanın modası çoktan geçti. Çünkü iletişim çağında yaşıyoruz ve reality tarzı yarışmalar ekranları sardı. Artık meşhur olmayan kişi neredeyse yok gibi... Biz, sizi meşhur etmeye çalışıyoruz.
En azından kendi çevrenizde!
Televizyon, sizin için bir nostalji nesnesi olmalı. Bundan sonra televizyonda başkalarını izlemek yerine, BEN_O_VİZYON'da sizi izleyenleri izlemelisiniz. Karizmatik biri olarak algılanmak için bu şarttır.
Karizma, ancak ardınızda sizi izleyen bir kitle varsa geçerlidir.
Yani karizmatik olup olmadığınıza, sadece başkaları karar verebilir. Zira karizma, babadan oğula geçen bir saltanat şekli değildir. Bunu elde edecek olan sizsiniz. Herkes için geçerli olan karizma, liderlik eden karizmadır. 'Her şeyi başlatan kişidir', tarif ettiğimiz.
HEDEF KOYMALI
Başlatmak için, ilk olmalısınız!
İlk olmak için, hedefler koymalısınız.
Kısa ve uzun dönemli hedefleriniz olmalı ve uzun dönemli hedefiniz, herkes tarafından bilinmeli.
Bu hedef, yani vizyonunuz, içinde bulunduğunuz ve temsil ettiğiniz kitlenin çıkarlarıyla tam bir uyum içinde olmalı.
ABD, aya ayak basmayı ulusal bir hedef haline getirdiğinde, millet bunun için çalışmaya başladı. Çünkü tüm insanlığın yüzyıllardır hayalini kurduğu şeyin, bir ulusça gerçekleştirilmesi, büyük bir onurdu ve insanları gerçekten heyecanlandıracak bir yemdi. Bu öylesine büyük bir projeydi ki, ABD başkanının bile üstündeydi.
Dolayısıyla bu vizyonla birleşmek insanlar için zor olmadı. Belirlenen hedef, aya gitmek kadar prestijli olmasa da, insan dünyası için çok daha çığır açıcı bir buluşla son buldu. Evet, aya ayak basıldı ama... O dönemde bilgisayarlar sadece büyük kurumların tekelindeydi. Zira bu devasa araçlar, birer oda büyüklüğündeydi. Aya gidebilmek için gereken teknolojiyi bir araca sığdırmak mümkün değildi.
Gezegenlere ulaşma hedefi doğrultusunda silikon çipler yaratıldı ve bu gelişme, bugün hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan kişisel bilgisayarların da temelini oluşturdu.
Evet, bu örnekte bir vizyonun önemi açıkça görülüyor. Biz sizden aya ya da Mars'a gitmenizi beklemiyoruz.
Ancak şahsınızdan daha önemli bir şeyin parçası olmaya insanları ikna etmenizden söz ediyoruz.
İnsanların sizi kayıtsız şartsız izlemesi, ancak bu şekilde mümkündür.
