14 günlük ABD seyahatimizden bazı izlenimlerim şöyle... Neredeyse, çocuk ruhlu yetişkinler için dev bir eğlence parkı da diyebiliriz, Amerika için... Tüm ülke dev bir film seti sanki... Söz gelimi, yol kenarı dinlenme tesisleri bile birer stüdyo gibi. Bir yerde, restoranları vahşi batı kasabası gibi yapmışlar. Bir diğerinde, dev marketin içinde sizi mini bir müze karşılıyor. İçeride her türlü eşyanın satışı yapılırken, yarış otomobilleri, tek kanatlı uçaklar, King Kong heykelleri var. Bizde vergi fiyata eklenmiştir, öderken hissetmezsiniz.
Ancak ABD'de ne alırsanız alın kasada üzerine vergi ekleneceğini unutmayın, mahcup olmayın.
Restoranlarda çok kalabalık olmasa bile mutlaka ayakta sıra bekletiyorlar.
Oturduğunuzda ilk olarak içecek siparişi alınıyor. Bir bardak gazlı içecek bizim paramızla kırk lira gibi bir şey tutsa da o bardak sınırsız dolduruluyor.
Şeker hastası olana dek servis var.
Hizmet personeli sizi kocaman ama yapay sırıtışlarla karşılıyor ve hemen hatır soruyorlar. Ancak sadece bahşişle çalıştıkları için, (ve bahşiş zorunlu olduğu için) yüzde 15 ile 25 arası bir bahşişi alamazlarsa peşinizden koşuyorlar. Üstelik dolar bazında, orta lüks bir yemek yediyseniz, dört kişilik bir ailenin sadece ödeyeceği bahşiş, yüz elli liradan başlıyor.
SIKI KURALLAR
ABD, bir özgürlükler ülkesi görünse de aynı zamanda sıkı kurallar ülkesi.
Burada bilmeyen birinin otomobil kullanması çok zor. Çünkü düzeni başka. Örneğin bizde, trafik lambasının dibinde beklenir. Onlarda o lambanın çok gerisinde, yol ağzına gelmeden bekleniyor. Kafanıza göre sağa sola dönemezsiniz. Yoldaki yazıları takip etmeli, sağa dönecekseniz çok önceden sağa geçmelisiniz.
En sağdan en sola geçmeye kalkarsanız polis validenizi ağlatıyor. Ayrıca kaldırımlarda renk ve semboller var.
Kırmızı bir kaldırıma yanaşamayacağınızı biliyorsunuz. Park ederken, belirli çizgiler arasına park etmelisiniz. Bu da yetmiyor, direksiyonunuzu da düzeltmelisiniz.
Eğer tekeriniz çizgi dışına dönük, yan duruyorsa yandınız.
ÖZÜRE GEREK YOK
Her ne kadar bu ülkede zenciler çok çektilerse ve yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilseler de onlar Birleşik Devletler'in en renkli yüzü hala. Müzisyen ve sporcularıyla, sokaklara hayat ve canlılık katıyorlar. Ülke vatandaşının gamsız yaşam anlayışı, benim için bu gezinin en dikkat çekici yanı oldu. Plaj şehirlerinden birinde, çarpmak üzereyken özür dilediğim bir genç adam, bana dönüp şöyle dedi. ' Burada özüre gerek yok dostum. Bu şehirde her şey yolunda, hayat harika.'
