Hayatı hepimiz farklı gözlüklerle algılıyor, kendi çerçevemize göre duyumsuyoruz. Bu şekilde bakınca, birebir aynı geçmişi yaşayan ikiz kardeşlerin bile tamamen farklı bir yaşam algısı geliştirmesi kadar normal bir şey olamaz.
Peki, biri bizimle ilgili bir eleştiri getirdiğinde, nasıl bir yaklaşım sergilemek gerekiyor? Karşımızdaki iyi niyetli mi, yoksa bizi zayıf göstermek isteyen bir itibar suikastçısı mı? Bunu nasıl anlayacağız?
Öncelikle, karşımızdaki kişinin ithamının ya da algısının gerçek olup olmadığından emin olmak zorundayız. Bunun için onu gerçekten anlamak zorundayız. Gerçekten anlama işinde duygular işimize yarayacaktır.
Birini gerçekten anlamak için onun duygularını kullanmalıyız, kendi duygularımızı değil... Doğru soruları sormalı ve onu anladığımızı teyit ettirmeliyiz.
İYİ NİYETLİ Mİ?
Diyelim arkadaşımız, o gün kaşlarını çatarak 'sen iyi misin?' diye sordu ve tavrını biraz samimiyetten uzak buldunuz. Belki de iyi olduğunuzu söylediğiniz halde 'Gerçekten sen iyi misin?' diye bir daha sordu. Çok yakın arkadaşlar arasında bu sorun olmayacaktır ama sosyal arkadaş ya da meslekdaş gibi rekabet içeren durumlarda temkinli olmakta yarar var. Böyle durumlarda, elimizde başka bir kanıt yoksa, önce o kişinin iyi niyetli olduğundan hareketle gideriz. Herhangi bir duygunun bizi ele geçirmesine izin vermeden, 'Şuradan tuzluğu uzatır mısın?' der gibi nötr bir ifadeyle, sorabiliriz:
YANSITICI SORULAR
-İyi misin derken?
-İyi olmakla neyi kastediyoruz?
-Kötü olduğumu düşünmene sebep olan nedir?
Eğer iyi niyetliyse, size düşüncesinin gerekçelerini teker teker açıklar.
Yok, sizi üzmek için söylüyorsa, omuzunu silkip, umursamaz bir ifadeyle: 'Ne alıngansın haa. Ben de senin iyiliğin için söylemiştim' diyecektir.
Bir başka örnek.
Biri size 'kibirli' göründüğünüzü söyledi. Fesatlığından sizi üzmek, sinirlendirmek mi istiyor, yoksa gerçekten böyle olduğunuzu mu düşünüyor? Yine yargısız bir tonlamayla sorun.
-Kibirli derken?
-Kibirliyi biraz açar mısın?
-Böyle düşündüğüne üzüldüm. Bu düşüncene hangi davranışım sebep olmuş olabilir?
ÖNEMLİ BİR VERİ
Durumundan rahat olmayan biri, kendisine yöneltilen soruları ya kabullenir, ya da öfkeli bir şekilde reddeder. Siz, ikisini de yapmayacaksınız.
Dengeli ve emin bir duruş sergileyeceksiniz. Gerçek niyeti öğrenmek üzere soracağınız yansıtıcı sorular, çok işinize yarayacak.
Bir insan, size yönelik bir algıya sahiptir. Bu algı, sonunda size ilişkin bir yargı oluşturmasına neden olur.
Eğer o kişinin algısını reddederseniz hem bir dostu kaybedebilir, hem de dışarıdan nasıl algılandığınızla ilgili önemli bir veriyi kaybedersiniz.
Hem algısını hem yargısını kabul ederseniz, öz güveniniz kısa zamanda çökecektir. İdeal yöntem, doğru sorularla karşıdakinin algısını kabul edip onurlandırmak, ama eğer algısı gerçeği yansıtmıyorsa, yargısının yanlış olduğunu ona göstermektir.
Formülümüz şu: Algıyı kabul et, yargıyı değil...