Dosttan satırlar
İnsanın yakın arkadaşları arasında bolca yazar olunca bol bol paylaşası geliyor ama buradaki tek sorun, isim sıralaması. Ancak bu konuda da kolaylaştırıcı bir yöntem kullanabiliriz. Aşağıda dostlarımın eserlerini alfabetik sırayla size sundum.
Kafes Kusu Ayşin Ceyhan, tanıdığım en çalışkan yazarlardan biri. Neredeyse her sene bir kitap çıkarıyor desem, yalan olmaz. Daha önce 'Şekersiz 21 gün' ve 'Çocukların gözyaşlarından' gibi hem sağlık, hem de eğitim türünden kitaplar da yayınlayan arkadaşım, bu günlerde son eserine gelen geri dönüşlerin tadını çıkarıyor.
'KAFES KUŞU'
Bizzat ilk okumasında bulunduğum ve önerilerimi de paylaştığım bu roman, bir kurgu ürünü olsa da günümüzün kanayan yaralarından birini ele aldığı için okura hiç de yabancı gelmiyor. Kadına Şiddet!
Aslında bana sorarsanız şiddeti kadın erkek diye bile ayırmam. Dünyada genel bir şiddet sorunu var ve bu şiddet sadece kadına değil, güçsüze yönelik bir şiddet. Belki de ilk olarak çocuklarımızı şiddet duygusundan uzak yetiştirmeliyiz. Özellikle kadına şiddeti değil, dezavantajlıya şiddeti konuşmalıyız. Ayşin'in romanı, ailesi tarafından değerli hissettirilmeyen kahramanımızın yağmurdan kaçarken doluya tutulmasını anlatıyor. Baba şiddetinden saklanmaya çalışırken kendini daha büyük bir şiddet sarmalının içinde bulan genç kadın, çocuklarıyla birlikte bu lüks 'kafes'ten kaçmanın yollarını arıyor ve siz de bu gerilimli maceraya ortak oluyorsunuz.
KAYIP ANAHTAR
Gazeteci Gökmen Küçüktaşdemir, neredeyse bir entegre tesis. Araştırıyor, yazıyor, filmini çekiyor. Ödüllü kısa filmleri de olan Küçüktaşdemir'in son olarak çektiği 'Rujunu al da gel"in senaryosunu da yazdığı ve bu filmin de yurt dışı festivallerde görücüye çıkacağını söyleyerek başlayalım.
Daha önce 50 yazarın biraraya gelerek yazdığı ve geliri Ulusal Down Sendromlular Derneği'ne bırakılan 'Sensiz Ölümdür Aşk' isimli romanın da fikir babası ve organizatörü Gökmen'di. Gazeteci yazar, 'Çoban Yıldızı' isimli polisiye gerilim romanından birkaç yıl sonra seriyi genişleterek 'Kayıp Anahtar'ı kaleme aldı. Bu kitabının da öncekiler kadar ilgi göreceğini ümit ediyorum. Ancak daha önemlisi, Gökmen gibi birkaç fikir adamının, İzmir'imizin kültür sanat hayatına kendi imkanlarıyla kattıkları...
HALASKAR
Ş. Yüksel Yılmaz, Türkiye'nin yeni nesil bilimkurgu yazarlarından. İlk iki kitabıyla bir mini seriye imza atan dostum, yeni romanıyla yine kendi türünün en çok okunanları arasına girmeyi başardı. Kurtarıcı anlamına gelen 'Halaskar', Semele adlı bir gezegene giden Türk astronotun öyküsüne odaklanıyor. Özellikle Batı dünyasının boyunduruğunda bulunan bilimkurgu, türü seven insan için bile batı kaynaklı olduğunda daha kolay satın alınıyor aslında. Serkan gibi bizden bir kahramanın uzayda savaş vermesini inandırıcı kılmak için bir Türk yazarının bir Amerikalı yazarın en az iki katı çalışması gerekiyor. Yüksel, her zamanki titiz detaycılığı ve bilim tutkusuyla bu illüzyonu aşıp karakterle kolaylıkla özdeşleşmenizi sağlıyor ve daha da ileri gidiyor. Hikaye, klişelerden uzak, ters köşe yapan olay örgüsüyle sadece bilimkurgu severleri değil, distopya, hatta polisiye severleri de hedefliyor. Bu kitabın ardından Semele maceraları devam eder mi?
Onu da bekleyip göreceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.