Güvenlik zaafiyeti olduğu düşüncesiyle insanlar Whatsapp'dan Telegram'a sıcak ülkelere göçen kuşlar gibi göçtüler. Günün en flaş konusu bu! Peki ben ne düşünüyorum?
Zamanında insanları ve kitleleri anlamak için psikolog ve sosyologlar deneyler yaparlardı. Şimdilerde bu deneylere gerek olduğunu düşünmüyorum. Sosyal medyadan bir kopyala yapıştır metni ile hem genel görüşü öğreniyor, üstüne bi de kopyala yapıştır' komutu vererek kitleyi kolayca yönlendiriyorlar. Yüz değiştirme uygulamaları, 'kaç yaşında öleceksin?' gibi fantezi oyunlarını oynamak için sana daha en baştan verilerini kullanma iznini onaylatıyorlar. Adamlar bu kadar altyapıyı boşuna mı hazırladı? İki müteşebbis sırf senin haberleşme hürriyetin için mi milyonlar yatırıp tamamen gizli bir sistem üretti? Buna inanıyor olamazsınız. Eğer hala buna inanarak bu yeni uygulamaya geçtim diyorsanız tc kimlik numaranızla annenizin kızlık soyadının ilk üç harfini verin, bir şey deneyeceğim.
ÜRÜN SENSİN!
Dev bir yapay zeka var ve bir bebek gibi hep aç. Dijital çağda her adımda onu kişisel verilerimizle besliyoruz. En basiti kolumuzdaki akıllı saatte kalp atış hızımıza kadar var, sen ne konuşuyorsun? Yıllardır Facebook kullanıyorsun. Şimdi Instagram.
Buralarda her şeyini paylaştın. Daha da paylaşıyorsun...Şimdi mi sorun oldu? Artık hepimizin bildiği bir vecize var: Bedava bir hizmet alıyorsan ve ortada ürün yoksa, ürün sensin. Bu artık o kadar duyuldu, o kadar ayyuka çıktı ki adamlar bunu resmi olarak sana onaylatıyorlar. Yani zaten yapıyorlardı.
Artık resmi olarak da kendilerini garantilediler. Haa yaptıkları doğru mu?
Hayır. Hoş mu? Hiç değil. Ama burada sorun yeni bir sorun değil. Peki neden bu kadar tepkiliyiz? Çünkü onlara mecburmuşuz gibi hissettirdiler. Aynı şeyi Avrupa ülkeleri için de yapıyor olsalar da korsan kullanıyorlardı, resmen değil. Onlara 'İstediğimiz onayı vermezsen hizmetimizi keseriz' dememişlerdi. Canımızı sıkan bu gerçekti aslında. Yoksa veri güvenliğimizi dert etsek her şeyimizi her yerde paylaşmayız.
ÖZGÜRLÜK ÖDÜYORUZ
Teknolojiden kaçamayız. Teknoloji satın alıp her seferinde özgürlük ödüyoruz.
Yeni dünyanın bedeli bu. Geçmiş zaman kölelerinden farkımız, gönüllü köleler oluşumuz. O zaman ben ne yaparım?
Teknolojinin her imkanından yararlanırım.
Peki hangi ölçüde? Asıl soru burada.
Çok sevdiğim bir söz var: 'Her zaman yapmayacağın şeyi hiçbir zaman yapma.' Düsturum olmuştur. Zaten iki kişinin bildiği sır değil iken bir de sırrımı dijital ortama vermek? Hiç güvenli değil. Ben, hem aile ortamımda hem de işyerimde açıklayamayacağım bir şeyi dijitale de vermemek taraftarıyım. Hangi uygulama olursa olsun paylaştığım hemen her şeyi- bir gün hesabını vermek zorunda kalacağım ihtimalini düşünerek paylaşıyorum. Ayrıca yüz yüze gelince de konuşacağımız bir şeyler kalsın, öyle değil mi? Elin Rusuna da güvenme bence. Bip'e geç. En azından yerli ve milli. Laf 'aramızda ' kalsın.