"Korna çaldı diye katil oldu!" "Maske takmıyor diye göz altına alındı!" Bu cümleler arasındaki tek benzerlik zaman atlamasıdır. Bu cümleleri kuran kişiler ilk etki ile son tepki arasında geçen dakikaları atlar, direkt sonucu ilk etkiye bağlarlar. Ben buna 'zaman yolcusu idraki' diyorum. Korna çaldı diye kimse bir anda katile dönüşmez. Biri korna çalar. Öteki el kol hareketi yapar. Korna çalan 'Neden el kol hareketi yapıyorsun?' der . Öteki 'Sen neden korna çalıyorsun durduk yerde?' diye sorar. Bu ağız dalaşı sonunda birbirinin aile albümünü içeren fantezi cümlelerine kadar dayanınca biri dayanamaz silah çeker. Artık konu korna değil, af buyurun, ana avrat(!) meselesidir. İkinci durumda polis maskesiz vatandaşı uyarır. -Hanımefendi, neden maske takmıyorsunuz? -E çünkü maskem yok. -Neden yok? Yanınızda bulunması gerekiyor. - Kim demiş? Dünyanın pek çok yerinde bilim sağlığa virüsten insanları maskenin daha zararlı olduğunu savunuyor. -Tamam da hanımefendi o bizim konumuz değil. Biz vatandaşın güvenliği için bize ne denirse onu yapıyoruz. -Tamam canım düşünmeyin benim güvenliğimi de... - Hanımefendi lütfen zorluk çıkarmayın. -Ne zorluğu yaa! Mecbur muyum ben maske takmaya? Yasada böyle bir suç mu var! Tutukla beni o zaman! Eeh sizinle mi uğraşıcaz! Hamit, al ablayı, merkeze al orada anlatsın derdini... Hayır burada maskeyi de savunuyor değilim. Bu diyalogların muhtemelen nasıl geliştiğini kurguluyorum. Burada da basının 'gözaltına alınma gerekçesi' olarak sunduğu maske takmama gerçeği yansıtmaz. Burada güvenlik gücünün gerekçesi, polise mukavemet ve memurun işini yapmasını engelleme olarak raporlara geçecektir. Korna kavgasında biraz susmak ya da bir cümle eksik söyleyen kişi şu an yaşıyor olacak ve yakınları helvasını yemeyecek. Maske davasında polise 'Yahu maskenin ipi koptu düştü. İlk fırsatta yenisini takarım' diyen ablamız hem canının istediğini yapacak hem de memur arkadaşın savunma mekanizmalarını ayağa kaldırıp karakolda sinir harbi yaşamayacak. Süreçler saydığımızdan uzun ve detaylı iletişim ise bir sanattır.
BASARI SİZİ MUTLU EDER Mİ?
Başarı sizi mutlu eder mi? Bir süreliğine evet. Sürekli olmadığı, hayatına son veren nice meşhur sanatçının hayat öyküsünde gizlidir. Evet, belki başarı mutluluğa hizmet edebilir ama onun kesin şartı değildir. Aslında hiçbir şey mutluluğunuzu garantileyemez. Mutlu olmayı bilen bir gönül dışında... Bilakis mutluluk, başarıya hizmet eder. İşinde mutluysan başarılı olmak kaçınılmazdır mesela. Eşinle mutluysan evlilik başarısı garantidir. Bana göre mutlu olma kapasite ve başarısı, dünyadaki tüm değer yargılarından ve kriterlerden bağımsız olarak en büyük başarıdır.