Ne düşünüyorsun sevgilim?
Kadının erkeğe sorduğu "Ne düşünüyorsun sevgilim?", asla düşüncenizi öğrenmek amacıyla sorulmuş bir soru değildir.
O daha çok, "Ne hissediyorsun da bunu bana göstermiyorsun?" sorusunun yumuşatılmış şeklidir.
Kadın, iki şey olmadan yaşayamaz.
Birincisi sevgidir, ikincisi gerçek.
Sorun şudur ki kadın aynı anda ikisi nadiren olur. Ya gerçek merakını sevgiye tercih edecek, ya da sevgi isteğini gerçekle takas edecektir. Katı gerçeklerin olduğu yerde sevgi rahat nefes alamaz. Saf sevginin olduğu yerlerde de gerçekler yumuşayıp bakış açınıza göre şekil alır. Bu yüzden aşk bir yanlış anlama şeklidir. Özetle kadın, hem duygularını yaşamak ister hem de samimi karşılık almak ister. Bu yüzden erkeğin kendisine gösterdiği duygunun tonunu yeterli bulmayarak çoğunlukla gerçeğin peşine düşer. Bu durumda kadının hangi gerçekle karşılaşacağı belli değildir ama kadın orada hep aşk gibi büyük bir duygu olduğuna inanmak ister. Belki de erkek güzel duygular hissediyordur ama bunun adı aşk değildir. Bu durumda ısrarla gerçeğin peşine düşmek, erkeğe zorla duygusunu itiraf ettirmeye çalışmak size samimi cevabı buldurur ama o cevap istediğiniz cevap değilse elinizde olan şey de gidebilir.
Yani aşkı ararken sevgiden olmak da mümkün. Bu, girilmesi gereken bir risktir diyorsanız eyvallah. Saygı duyarız.
Ama olası istenmeyen sonucu da hesap etmek lazım.
SONUCA RAZI MISINIZ?
Elbette istediğinizin peşine düşmeye hakkınız var. Elbette peşinden koştuğunuz sorulara cevap arayabilirsiniz ama sonunda her şeye razı olmak şartıyla... Samimi cevap isteyen alacağı yanıttan korkmayacak.
Her şeye hazır olacak. Bizim toplum erkeğe işlevsiz duygularını göstermemeyi öğrettiği için nadiren istediğiniz duyguyu gizlediğinden emin olabilirsiniz. Aslında beni seviyor ama gösteremiyor işte düşüncesi genellikle size ait bir yanılsamadır.
Evet, erkekler duygularını saklayan yaratıklardır ama genellikle sakladıkları duygular, toplum tarafından negatif olarak etiketlenmiş duygulardır.
Unutmayın ki bir erkeğin sevgisini sakladığı çok nadirdir.
Bir sihirbaz doğum günü partinize gelmiş gibi düşünün. Şapkasında topları kaybediyor. Israrla şapkayı boşaltmasını istiyorsunuz. Oradan kuş çıkartmasını istiyorsunuz ama ya sihirbazın şapkasında tavşan saklıysa? O zaman da ağlıyorsunuz.
Durum biraz da buna benziyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.