Cep mi kovid mi?
Ünlü benzin istasyonlarından birinden benzin alıyorum. Ödeme yapmak üzere kasaya giderken önümdeki araçtan inen kadının, pompanın önünde cep telefonu ile konuştuğunu gördüm. Yıllardır bize uçakta ve benzin alırken cep telefonu ile konuşmanın ne kadar tehlikeli olduğu anlatıldı. Bir şey söyleniyorsa bir sebebi vardır. Tamam, belki şimdiye dek bu yüzden düşmüş bir uçak ya da alev almış bir aracın kaydı geçilmemiş olabilir ama binde bir de olsa bu korkunç bir ihtimal değil mi? Bu yüzden ben uçak kalkışa geçtiğinde ve benzin alırken telefonu ile konuşan varsa fena halde irite olurum. Yine de ikaz etme işinin bir yetkiliye ait olduğunu düşünürüm.
Ne de olsa cep telefonu iddiası bana ait bir iddia değil. Ben de öyle yaptım.
Kasada, "Benzinlikte cep telefonu ile konuşmak serbest mi?" diye sordum.
● Benzinlik haricinde konuşabilirsiniz.
● Yani pompaların çevresini kastediyorsunuz.
● Tabii ki.
● Peki şu ilerideki hanım niye konuşuyor?
● Arkadaşlarımız uyarır efendim.
O pompacı arkadaşlara sordum.
Kadının çevresinde dolaşıyorlar ama ya kadına söylemeye cesaretleri yok ya da kadının tınladığı yok. Delirmek işten değil.
● Yahu söylemiyor musunuz yasak diye?
● Biz söyleyemiyoruz efendim.
● Allah Allah. Ya kim söyleyecek?
● Belki siz söylerseniz?
● Yahu kadın belli ki ciddiye almıyor bu kuralı. Ben söylersem beni de niye ciddiye alsın?
● Sonra bize kızıyorlar.
Yani iş dönüp dolaşıp 'bize kızmasınlar'da tıkanıyor. İşe bak! Yani herhangi bir kural, ancak size kızma ihtimali olmayınca mı geçerli?
Tam artık ben işe el koyacaktım ki kadının aracı doldu, harekete etti.
O anda aklıma bir soru geldi ben ödeme yapmak için kasaya yanaştığımda yaşlı bir adam markete maskesiz girdiğinde yüksek sesle, hatta azarlar şekilde uyardılar ve zorla maske taktırdılar. Bakın bu yanlış demiyorum. Kural varsa vardır ve herkes için geçerli olmalıdır ama kovid ile havaya uçma tehlikesi arasında kalsam seçim yapmam çok da zor olmazdı. Kurallar kim için bu ülkede ve gerçek tehlike nerede?
TARTIŞMALARDA SEVGİLİNİZ SİZİ DİNLİYOR MU?
Evet romantik Sevgililer Günü bitti, gerçeklere hoş geldiniz. Mumlar söndüyse, hediyeler açıldıysa, müzik sustuysa normal hayata dönebiliriz.
Tartışmalarda sevdiğiniz sizi can kuşağıyla dinliyor mu? Cık.
Hiç dinlemeden üste çıkmaya çalışıyor değil mi? Onun boyu devrilsin mi?
Devrilsin.
Yahu hepsi mi böyle? Hemen hemen.
Ama unutmayın ki o da sizin için böyle düşünüyor.
Olamaz diyorsunuz değil mi? Birimizden biri haksız olmalı? Ama gerçek bu.
Tartışmada kavgada sesler yükseldiği anda kimse kimseyi dinleyemez ve anlayamaz.
Bakın dinlemez ve anlamaz demiyorum dinleyemez ve anlayamaz diyorum çünkü kasıt yok mecburiyet var.
İnsan bedeni kendisini hayatta tutmaya programlı müthiş bir makine.
Kavga anında hayatta kalabilmek için rakibi dışında hiçbir şeyi görmüyor.
Buna tünel görüşü deniyor. Beyin nabız 95'in üstüne çıktığında empati devrelerini kesiyor. Bu durumda sizi anlayamaz. Mümkün değil. Yani sesler yükselmişse nabız yükselmiştir. Anlayış istiyorsanız seslerin yükselmediği bir ortam yaratacaksınız. Gürültünün olduğu yerde anlayış olmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.