Cici
Berkun Oya, son zamanlarda çok iyi çıkış yakalayan usta bir senarist ve yönetmen. 'Son' dizisi ile Lostvari bir gizem dizisi kurgulayan Oya'nın bu başarısı, dizinin yabancı uyarlamalarının da çıkmasına neden olmuştu. Son'un başarısı olay örgüsünde saklıydı. Ardından kendisinin bayrak isimli oyunundan uyarladığı Masum, dijital platformun en başarılı yerli dizisi oldu. Haluk Bilginer ve Okan Yalabık gibi usta oyuncuların sırtladığı yapım, dijital sektöründe yerli yapımcıların nasıl da ezber bozan işler çıkarabileceğinin bir kanıtına dönüşmüştü.
Masum, gücünü kurgusundan alıyordu. Tarantino usulü zamanı büken yapısı, Masum'da normal bir hikayeyi büyülü kılmıştı. Sonra yine dijitale çekilen Bir Başkadır geldi. İşte bu, Berkun Oya'nın gerçek zaferi, ustalık dönemi eseri oldu. Bu yapımın popülaritesinde pek çok unsur yer alıyordu ama belki de ülkemizin farklı katmanlarından olabildiğince gerçek karakterlere yer vermesinin önemli payının altını çizmek gerek. Bir Başkadır, sanki dizi değil de reality Show kadar sahici görünen bir işti. Yani dizinin başarısı olay örgüsünde değil, size bir anahtar deliğinden komşu evi gözetliyorsunuz hissini yaratmasındaydı bir anlamda...
KENDİNİ TEKRARLAMIYOR
Berkun Oya, bugüne dek hiçbir yapımında kendini tekrarlamamış biri.
Bir yapımda olay örgüsü, diğerinde kurgu öne çıkıveriyor. Bu bağlamda son eseri de farklılıklar taşıyor. Cici, yönetmenin uzun metrajlı filmi. Uzun demişken, iki buçuk saatlik süresiyle hayli uzun. Gerçi Oya, anlatım diliyle size süreyi hissettirmiyor. Ancak yine de eksik bir şeyler var. Ona geleceğiz.
Meraklanmayın, filmi spoiler vermeden anlatacağım. Yılmaz Erdoğan, Olgun Şimşek gibi usta komedyen/ karakter oyuncularını barındıran film, artık Berkun Oya kadrosuna dönüşen Funda Eryiğit, Fatih Artman, Okan Yalabık'ı da ekrana taşıyor.
Filmin kilit noktasında dramı tartışılmaz yeteneği ile Nur Sürer üstlenirken, konunun ağırlığı ve dramını da Olgun Şimşek'e has doğal mizah dengelemiş. Filmde güldüğünüz iki yerde de onu görüyoruz. Bu arada haksızlık etmeyelim, filmdeki unutulmaz tek tirat da Olgun Şimşek'e ait.
SANATSAL KAYGI
Bir ailenin zamana yayılmış öyküsünü ve temelinde var olan talihsiz bir olaya ait dramı merkeze alan film, uzun süresini çok da iyi kullanamıyor.
Karakterleri ve aralarındaki ilişkileri bize anlatan iki saatlik girizgahın ardından son beş dakikada çözümlenen konu, belki de yönetmenin düşündüğü kadar şoke edici bir travma içermiyor olabilir. Ayrıca bu kadar uzun bir yatırımın ardından Olgun Şimşek'in hem sevdiği ile hem de abisi olan yönetmenle ilişkisinin dinamiği yeterince anlatılmadan geçilmiş. Sanki kurgu masasına kurban gitmiş gibi... Sonuçta hayranı olduğum Berkun Oya'da kendi bilmeceli senaryo yapısını bir miktar korusa da sanki özgün kodundan kopup yeni diyarlara yelken açma amacı seziliyor. Ticari kesimi bırakıp biraz daha sanatsal kaygılar taşımaya başladığı, Nuri Bilge Ceylan'a biraz öykündüğü söylenebilir bu filmde.
Ancak ortaya çıkan sonuç tatmin edici değil. Finalde Cici, ne Oya'nın sihirli dokunuşunu, ne de Ceylan'ın mesafe duygusunu içeriyor. Kötü bir film olmamakla birlikte Cici, keçiboynuzu gibi. Çok çiğnenip az tat veren bir yapım. Yine de bu, yönetmenin yeni işlerini merak etmeye engel değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.