Arayış
Evet, öykümüz Nisan'ın Nisa'ya dönüşümünü anlatıyor. Hesapta istanbul'un yanıbaşında olan ada, Dikili'deki Kalem Adası'ndan başkası değil.
DRACULA'NIN DİKİLİ ŞUBESİ
Dünya malını dünyada bırakmayı öğütleyip müridin malını 'indıragandi' yapan kült lideri Mehmet Günsür, elaleme ego dersi verip yatla gezen, çakma Osho tadında mintanının önü açık gezip cinsel obje olmaya soyunan bir karakter olarak betimlenmiş. Bu tür spiritüel yapıları belli bir mesafeden takip eden biri olarak, bu tür 'manevi lider'(!)lerin yüksek egolu olsa da yumuşak söylemli kişiler olduğunu bilirim.
Bu haliyle yakışıklı ve karizmatik olsa da bu işe soyunan biri için fazla egolu duruyor, Tufan karakteri... Sert bakışları ve emredici ses tonuyla Dracula'nın Dikili şubesi gibi. Bu arada tabii ki tüm hatunlar ona hasta. Şeyhin elli tonu...
KEÇİBOYNUZU TADI
Kültümüz de Youtube fenomeni Murat Soner'in de 'ortaya karışık Random tarikatı' diye tiye aldığı kadar var. Bir bahçede tai chi yapılırken yan bahçede semazen dönüyor, havuz başında anadan üryan bir grup muhabbet içinde...Yönetmen Emin Alper, gizem kaybolmasın diye bu kültün kurucularının gerçekten şifacılardan mı yoksa dolandırıcılardan mı oluştuğu konusunda bir ileri bir geri yaparak sürekli kafa karıştırmayı seçmiş ki Mehmet Günsür'ün (aslında oyunculuğunu fena bulmam) abartılı performansı da yönetmenin bu talebinin sonucu olsa gerek. Bunu da sahnelere ('ne alaka kardeşim?' diye mırıldandığımız) korku filmi müzikleri döşeyerek yapıyor. Sezon finalinde kült lideri ve yardımcısının geçmişi ve dönüşümünün vurgulanması, gelecek sezon için bir merak unsuru sağlasa da yapım Zeytin Ağacını bile çok manevi bir yapım gibi gösterecek kadar sığ şekilde ilerliyor. İki güzel mesaj için altı saat TV başında oturmak, keçiboynuzu tadı vermiyorsa izleyebilirsiniz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.