Kapalı toplantı
Bir ülkenin işadamları ile siyasetçilerinin zaman zaman bir araya gelmeleri ve memleket meseleleri üzerine görüş alışverişinde bulunmaları elbette çok yararlı bir çabadır. Ancak burada benim dikkatimi çeken bir durum var: Bu toplantılar nedense basına kapalı yapılıyor. Merak ediyorum, işadamlarıyla siyasetçiler ne konuşuyorlar ki halkın bu konuşulanları duymaması için tedbir alınıyor?
Mesela aynı Deniz Baykal Kürt açılımı ile ilgili TBMM'de yapılacak olan oturumun kapalı olmasına şiddetle karşı çıkmakta. Oysa o oturumda devlet işlerinin ve terörün karmaşık boyutlarının ele alınacağı herkesçe malum. İşte ben bu ikiyüzlülüğe çok kızıyorum.
70 küsur yaşına gelmiş bir siyasetçi TBMM'de yapılacak hayati bir toplantının kapalı olmasına sadece muhatabına gol atmak için karşı çıkıyor; diğer taraftan işadamlarıyla yaptığı bir toplantının gizliliğine ses çıkarmıyor. Şimdi ben de Deniz Baykal'a kendi üslubu ile soruyorum: İşadamlarıyla yaptığınız toplantıyı kapalı yaparak milletten neyi gizleme ihtiyacı duydunuz?
Çocuk kaçırmalar
Son günlerde çocuk kaçırma olaylarının artması insanı çok rahatsız ediyor. Son bir yılda 600'ün üzerinde çocuk kaybolmuş veya kaçırılmış. Söz konusu olan çocuklar olunca gerçekten insan ne düşüneceğini bilemiyor. En son Kayseri'de bayramda şeker toplamak için evlerinden çıkan 3 küçük kayıp çocuktan hala haber alınamadı.
Bu çok düşündürücü bir gelişmedir ve devletin mutlaka üzerinde önemle durması gerekiyor. Ben bu çocuk kaçırma olaylarının arkasında toplumsal morali bozmaya dönük, provokatif, örgütlü bir çabanın varlığına inanıyorum. Hatırlanacağı gibi bir ara küçük çocukların uyuşturucuya alıştırıldığına dair vakalar ve haberler hepimizi derinden sarsıyordu. Sonra polis bu işin üzerine gitti ve uyuşturucu satıcılarını temizledi. O furya bitti, bu kez de kapkaç işi başladı. Özellikle büyük şehirlerde kadınlara yönelik bu eylem yaygın hale getirilmeye çalışıldı ve toplumda bir güvensizlik duygusu oluşturulmak istendi.
Bunları evlere dadanan sapık olayları izledi. Belki abartıyorum ama ben bu olayların arkasında belli odakların olduğuna inanıyorum. Toplumda bir sosyal istikrarsızlık, bir güvenlik eksikliği duygusu yaratmayı amaçladıklarını sanıyorum. Nitekim mesela İstanbul ve İzmir polisi aldıkları tedbirlerle bu olayların önünü kesebildiler.
Şimdi karşımıza ortadan kaybolan küçük çocuklar vakası çıkıyor. Söz konusu olan masum çocuklar olunca toplum derin bir şekilde sarsılıyor. Yetkililerin bu son çocuk kayıplarını ele alırken bu eylemlerin başka amaçlarının olabileceğini de gözönüne almalarında yarar var diye düşünüyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.