New York Times ve Sabah
Dünyada 25 ülkenin en büyük gazetelerinden 29 tanesi bu ekleri dağıtıyor. Gerçekten Pazar gününü iple çekiyorum. NYT bir referans gazetesi dedik. Orada çıkan bir haberin bütün dünya medyası için tartışmasız bir değeri vardır. Ama bunun yanında NYT, bir hayatı kolaylaştırma rehberidir. "NYT Gazetesi okumadan New York'ta yaşayamazsın" sözü pek çok bakımdan doğrudur. Sabah'ın Pazar günü ek olarak vereceği New York Times İnternational Weekly, NYT'ın en değerli parçası. Sanırım bu ekte magazin haberlerine ilaveten önemli siyasi haberlerin özetleri de yer alacak. New York'ta yaşadığım günlerde en sevdiğim iş hafta sonları bir NYT alıp Amsterdam Street'de bir kafeye oturmak ve saatlerce NYT'ın içine gömülmekti. Umarım aynı hazzı Sabah okurları da yaşarlar.
Haddini bilmez adam!
Ben aynı grup içinde çalışan yazarların birbirine laf çakmalarına, hakarete varan yazılar kaleme almalarına her zaman karşı oldum. Ancak Sabah'ın magazin kökenli bir yazarının askerlerle ilgili yazdığı (2 Ekim 2009/Sabah) bir yazıya bir iki cümleyle cevap vermezsem bütün hayatım boyunca militarizme karşı verdiğim mücadelede zihni ve fikri tutarlılığımın hasar göreceğine inanıyorum. Olay şudur: 1 Ekim'de TBMM'nin açılışında Ordu'nun komuta heyeti de localardaki yerlerini aldılar. Oysa bilindiği gibi uzunca bir süredir DTP'liler yüzünden TBMM'deki oturumlara katılmıyorlardı. Bu bir tavır mıydı? Evet bir tavırdı ve bana göre gereksiz de bir tavırdı. Ama aynı komuta heyeti yüksek bir bilinçle bu kararlarından vazgeçtiler ve yüce bir kurum olan TBMM'nin açılışına katıldılar.
Böylelikle hem ülkenin birlik ve beraberlik arayışına katkıda bulundular hem de Ordumuzun komutanlarının sabit ve dogmatik düşünceli insanlar olmadıklarını herkese gösterdiler. Ama en son davranışlarının altında yüksek bir bilinç ve iyi niyet yattığı apaçık ortadadır.
Bu takdir edilecek davranış ne yazık ki Sabah Gazetesi'nin bir yazarı tarafından, üstelik de gazetesinin genel politikasına aykırı olarak, kötü bir dille neredeyse aşağılandı. İşte şu satırlarla hem de: "Peki, ne değişti de katıldılar? DTP'liler önceki yıllarda ne diyorsa, şimdi de aynısını söylüyor; hem de daha gür bir sesle! (Baksanıza, 'Ayrılmayı düşünürüz' bile dediler.)
PKK dağdan indi mi? Hayır. Yoğun biçimde olmasa da, hala kan dökülüyor.
'Açılıma dolaylı destek veriyorlar' denebilir elbette. İyi güzel de, daha önce akılları neredeydi?
Böyle bir jest yapıldı diye, kurumun yanlış karar ve müdahalelerinin, 25 yıllık süreçte, on binlerce ölüye ve bir trilyon dolara mal olduğunu unutacak mıyız?"
***
Açıkça söyleyeyim, ben bu satırlarda ne demokrat bir sağduyu görüyorum ne de bir iyi niyet.
Çünkü:
1 - Askerlerin TBMM'ne karşı gösterdikleri saygıyı böylesine hafife almak, dün farklı davransalar bile, tek kelimeyle ayıptır.
2 - Komutanların bu davranışlarıyla demokratik açılım düşüncesine destek vermek çabası içerisinde olduklarını görmemek için ya kötü niyetli olmak, ya sarhoş olmak, ya da kör olmak gerekir.
3 - Askerlerin 25 yıllık mücadelesinin boş bir mücadele olduğunu söylemek, lafı tam yerinde kullanmak gerekirse, halt etmektir. O yazar bilmeli ki, bugün ortaya çıkan sonuçlar ne olursa olsun, o mücadele olmasaydı kendisi evinden sokağa çıkamazdı.
4 - Bir şey daha: Herkes bilsin ki darbeci askerlerle mücadele başka şeydir; arızalı bir zihinle, demokrat maskesi altında asker düşmanlığı yapmak başka şey. Biz orada yokuz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.