Akılla yönetmek
Bütün bu gelişmelerden ürken, korkan, bu gelişmelerin bağlı olduğumuz değerler üzerinde hasar yaratacağını düşünen pek çok insanımız var. Onları anlamak, en azından bu çekinceler altında bir iyi niyet olduğunu bilmek gerekiyor.
Ancak herkesin de şunu bilmesinde fayda var: Bu ülke taşın kovuğundan çıkmadı. En az iki bin yıllık bir devlet tecrübesi bu devletin, bu halkın genetiğine kodlanmış. Dünden daha güçlü bir Türkiye'de yaşıyoruz. Allah'a çok şükür varlığıyla kıvanç duyduğumuz caydırıcı bir ordumuz var. Devlet hazinesi ağzına kadar para dolu. Dolu olmasa ne, bu ülke 180 ülkeye mal satan bir üretim gücüne sahip. Sattığı malların yüzde 85'i sanayi ve teknoloji ürünü. Sadece bunlar değil, Türkiye artık "soft power"unu (yumuşak güç) ihraç eden bir ülke.
Bu ülkenin kültür ve medeniyetini yansıtan diziler, bütün Ortadoğu'da hayranlıkla izleniyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakanı'nın etkilediği diğer İslam ülkeleri peş peşe modernleşme hamleleri yapıyorlar.
İşte Vahabi mezhebinin en katı yorumunun rejim olduğu Suudi Arabistan. Yeni açılan üniversite karma eğitim yapacak. İşte İslam kökten dinciliğinin merkezi El Ezher Üniversitesi. Peçeli kızların üniversiteye girmesi yasaklandı. İşte İran. Son seçimde İran'ın kadınları resmen ayaklandı rejime karşı. Bunlar kendiliğinden olmuyor. Türkiye'nin çevre ülkeleri modernleştirici "müşevvik-teşvik edici" bir güç haline gelmesidir bu tarihsel sonuçları yaratan.
***
Bazıları, ki genellikle kendilerini bir tür kendinden menkul liberallikle tarif edenler Türk lafı geçen her cümleyi neredeyse sansürlemek eğilimindeler.
İslamcısına liberaline, kendini Müslüman-Türk-liberal hisseden birisi olarak bu köşeden defalarca seslendim. Türk kavramı sizin dilinize doladığınız gibi bir etnik topluluk ismi değildir sadece. Türk kavramını önemsizleştirme çabaları çok ama çok aptalcadır. Türk kavramını bir an için yok sayarsanız, elinizde ne kültür ne coğrafya ne vatan kalır. En başta da Türk kavramına muhalefet eden adamların kendi kavram dünyaları anlamsızlaşır.
Yine buradan seslendim ki, herkes biraz İsmet Özel okusun. Bu girişi aslında bir bahse atlamak için yaptım. Mustafa Kemal Atatürk'ün Onuncu yıl nutku bir dil şaheseridir. Aslında o nutuktaki inancın ve kararlılığın sahiciliği o derecedir ki, bu yüzden siyasi rakiplerine karşı bir savunma konuşması olan Nutuk'tan daha çok etkilemiştir toplumu.
O konuşmada bir cümle vardır: "Türk milleti zekidir!" der Mustafa Kemal Atatürk. Bu söz aynı zamanda bu ülkeyi yöneteceklere açık bir vasiyettir. "Türkiye Cumhuriyeti'ni akılla yönetin" demektir. Ne yazık ki bu ülkeyi yönetenler kurucusunu yanlışlamak için yarıştı adeta. Cumhuriyet tarihimiz aynı zamanda aptalca uygulamalar tarihidir. Ülkeyi akılla yönetenleri darbeyle indirdiler ve akıldışı şeyler yaptılar. Kaba güç ve yasaklarla her şeyin çözüleceğine inanan bir nesil yetiştirdiler bu ülkede. Ve o nesil bugün çözmek için uğraştığımız ne kadar sorun varsa hepsini büyüterek bugüne taşıdı.
***
Cumhuriyet kurulduktan 85 yıl sonra işte akıl ve zeka devrede. Dağ gibi olmuş, duygularımızı ve hazinemizi sömüren bir sorunu akılla çözmeye çalışıyor devlet. 30 yıldır devlete kurşun sıkan bu ülkenin vatandaşları gelip adalete teslim olacaklar yarın. Eminim devlet ve hukuk bu aldatılmış insanlara merhametini, büyüklüğünü gösterecektir. Türkiye çevre ülkelere akıl ve barış ihraç ederken, içindeki bir kanlı sorunla yaşayamaz. Ülkemize ve devletimize güvenelim. Bu ülkeyi iktidarıyla muhalefetiyle bu ülkenin evlatları yönetiyor. Halkın oyuyla seçilmiş ve helal süt emmiş hiçbir vatan evladı yarın utanacağımız bir iş yapmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.