Kılavuzu karga olanın...
Rauf Tamer "o kafa" derdi, takıntılı, hastalıklı, evhamlı tiplerin akıl yürütme biçimlerine. İşte bir örnek size: Cumhuriyet Gazetesi'nin 30 yıllık yazarı Hikmet Çetinkaya yazıyor köşesinde. Bakın ne diyor:
"Özgürlüğün ve demokrasinin "kalesini" yıkmaya çalışıyorlar... Dimdik ayakta duran "ilk kurşun"un atıldığı bir kenti ele geçirmek istiyorlar... Çok denediler ama başaramadılar. 12 Haziran'da hedefi vurmak!Yapabilirler mi? Yapamazlar! İzmir'in kadını erkeği, çocuğu genci özgürlüğünü öyle kolay kolay teslim etmez..." (10 Mayıs 2011)
Kullanılan dile bir bakın, "Kaleyi yıkmak, ilk kurşun, kenti ele geçirmek, hedefi vurmak". Dikkat edin bunlar savaş dili. İzmir, Türkiye'nin 81 vilayetinden birisi. Sanırsınız ki Yunan gemileri Körfez'den çıkarma yapıyor. Kim kaleyi yıkacak olan? 9 yıla yakın bir zamandır Türk milletinden aldığı yetkiyle ülkeyi yöneten, üstelik de son elli yılın en başarılı hükümeti. Bakanlığı süresince mucize hizmetler üretmiş, karınca ezmez Binali Yıldırım, 40 yıllık kökten solcu Ertuğrul Günay. Sakat ve hasta "o kafa" sadece gazetelerde arzı endam etmiyor ki, her yerde çıkıyor karşımıza. İşte Ticaret Odası Başkanı'nın yaptığı konuşmaya gösterilen tepkiler. Ticaret Odası Başkanı Ekrem Bey, güzel bir konuşma yapıyor. Vizyondan bahsediyor, 2023 hedeflerinden, İzmir'in geleceğe dönük hazırlıklarından söz ediyor. Ama İzmir'deki "o kafa" bundan rahatsız oluyor. Yarasanın ışıktan rahatsız olması gibi bir şey bu. Gelişme, ilerleme, gelecek, 2023 kelimelerinin geçtiği her cümle, gerici, devrim yobazı, laikçi tarikat üyesinin dünyasında huzursuzluk yaratıyor. Kafasındaki düşmanlar gemilerle İzmir'e çıkarma yapıyor.
***
Esasen ben, bu istismarcı-laikçi tarikat mensuplarının üzerinde fazla durmuyorum. Bunlara artık alıştık, gülüyor geçiyoruz. Vizyonsuz, inançsız bir sürü şehir budalası bunlar. Benim asıl ilgimi çeken ve üzülmeme sebep olan CHP'ye oy veren İzmirliler. Çünkü bu CHP zihniyeti İzmirlilere alenen "köle seçmen" muamelesi yapıyor. İzmirlilerin belli konulardaki hassasiyetini durmadan sömürüyor. "Özgürlüğümüz tehlikede" diyorlar. Bunu söylemek bu şehre hakarettir. Tuhaftır ama bir kısım İzmirli de bunlara inanıyor. Bu şehrin musluklarından aylarca arsenikli su akıtan CHP zihniyetine gidiyor tekrar oy veriyorlar İzmirliler. CHP'li belediyelerde yaşanan yolsuzluklar yargı konusu oluyor ve Türkiye'yi ayağa kaldırıyor. Ancak kimse yolsuzluk üzerinde durmuyor da "bu soruşturmada AK Parti'nin parmağı var mı?"nın peşinde. Böyle bir vatandaşlık kültürü olur mu?
***
Bu arada Binali Yıldırım'ın ve Ertuğrul Günay'ın İzmir kalesini hangi silahlarla yıkacaklarını da öğrenmiş bulunuyoruz. Binali Yıldırım "İşte benim iş planım" diye başladığı konuşmasında anlatıyor İzmir'i nasıl ele geçireceğini!
Bunların neler olduğunu yarına bırakalım.
"Özgürlüğün ve demokrasinin "kalesini" yıkmaya çalışıyorlar... Dimdik ayakta duran "ilk kurşun"un atıldığı bir kenti ele geçirmek istiyorlar... Çok denediler ama başaramadılar. 12 Haziran'da hedefi vurmak!Yapabilirler mi? Yapamazlar! İzmir'in kadını erkeği, çocuğu genci özgürlüğünü öyle kolay kolay teslim etmez..." (10 Mayıs 2011)
Kullanılan dile bir bakın, "Kaleyi yıkmak, ilk kurşun, kenti ele geçirmek, hedefi vurmak". Dikkat edin bunlar savaş dili. İzmir, Türkiye'nin 81 vilayetinden birisi. Sanırsınız ki Yunan gemileri Körfez'den çıkarma yapıyor. Kim kaleyi yıkacak olan? 9 yıla yakın bir zamandır Türk milletinden aldığı yetkiyle ülkeyi yöneten, üstelik de son elli yılın en başarılı hükümeti. Bakanlığı süresince mucize hizmetler üretmiş, karınca ezmez Binali Yıldırım, 40 yıllık kökten solcu Ertuğrul Günay. Sakat ve hasta "o kafa" sadece gazetelerde arzı endam etmiyor ki, her yerde çıkıyor karşımıza. İşte Ticaret Odası Başkanı'nın yaptığı konuşmaya gösterilen tepkiler. Ticaret Odası Başkanı Ekrem Bey, güzel bir konuşma yapıyor. Vizyondan bahsediyor, 2023 hedeflerinden, İzmir'in geleceğe dönük hazırlıklarından söz ediyor. Ama İzmir'deki "o kafa" bundan rahatsız oluyor. Yarasanın ışıktan rahatsız olması gibi bir şey bu. Gelişme, ilerleme, gelecek, 2023 kelimelerinin geçtiği her cümle, gerici, devrim yobazı, laikçi tarikat üyesinin dünyasında huzursuzluk yaratıyor. Kafasındaki düşmanlar gemilerle İzmir'e çıkarma yapıyor.
***
Esasen ben, bu istismarcı-laikçi tarikat mensuplarının üzerinde fazla durmuyorum. Bunlara artık alıştık, gülüyor geçiyoruz. Vizyonsuz, inançsız bir sürü şehir budalası bunlar. Benim asıl ilgimi çeken ve üzülmeme sebep olan CHP'ye oy veren İzmirliler. Çünkü bu CHP zihniyeti İzmirlilere alenen "köle seçmen" muamelesi yapıyor. İzmirlilerin belli konulardaki hassasiyetini durmadan sömürüyor. "Özgürlüğümüz tehlikede" diyorlar. Bunu söylemek bu şehre hakarettir. Tuhaftır ama bir kısım İzmirli de bunlara inanıyor. Bu şehrin musluklarından aylarca arsenikli su akıtan CHP zihniyetine gidiyor tekrar oy veriyorlar İzmirliler. CHP'li belediyelerde yaşanan yolsuzluklar yargı konusu oluyor ve Türkiye'yi ayağa kaldırıyor. Ancak kimse yolsuzluk üzerinde durmuyor da "bu soruşturmada AK Parti'nin parmağı var mı?"nın peşinde. Böyle bir vatandaşlık kültürü olur mu?
***
Bu arada Binali Yıldırım'ın ve Ertuğrul Günay'ın İzmir kalesini hangi silahlarla yıkacaklarını da öğrenmiş bulunuyoruz. Binali Yıldırım "İşte benim iş planım" diye başladığı konuşmasında anlatıyor İzmir'i nasıl ele geçireceğini!
Bunların neler olduğunu yarına bırakalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.