İmralı'da yatan hain ne hikmetse, nasıl yapıyorsa ve kim izin veriyorsa, mikrofon tutulmuş bir meşru parti lideri gibi konuşuyor, değerlendirmeler yapıyor, tehditler savuruyor; peygamberi bir eda ile kıyamete randevu veriyor. Buna sebep olan her kimse, hükümet, ordu, polis, MİT, Adalet Bakanlığı ya da başkaları, hepsini şiddetle kınıyorum.
Dünyanın neresinde var böyle bir devlet pejmürdeliği. Bir aşağılık haydut cezaevinden adamlarına talimat yağdırıyor, dünyaya nizamat veriyor, hükümete akıl tavsiye ediyor ve kimse ona hiçbir şey yapamıyor. Hepimiz bu devletin vatandaşlarıyız ve katil bir örgütün liderinin gündemi bu derece belirlemesi herkes için bir zillet halidir. Devlet bu haydutla pazarlık yapacaksa yapsın. Devletler böyle şeyler yaparlar ve yapmalıdırlar. Ancak bir silahlı terör örgütünün lideri, bu pazarlık gölgesinde Türk milletine kıyamet randevusu veremez. Ciddi bir devlet bu kıyamet randevusunu memnuniyetle kabul eder ve ilk olarak da o İmralı'daki caniyi cehenneme postalar.
***
Bu satırların duygusal titreşimlerle yazıldığını zannetmeyin. Hayatımda yazdığım en akılcı yazıdır. Biz bu coğrafyada koca bir tarih yaşadık. Milyon üstüne milyon şehit verdik bu topraklar Müslüman kalsın, bu topraklarda kim varsa özgürce yaşasın diye. 21. yüzyılda ilerlerken ve Türkler tarihte hiç bu kadar güçlü olmamışlarken, bir terörist örgüt lideri Türk milletini kaosla, kargaşayla, iç savaşla filan tehdit edemez.
Ediyorsa ve bunları yapabilecek bir güce de sahipse, bize düşen, şairin dediği gibi, "savaş bizim için düğündür." Kimse kusura bakmasın, devlet akılla yönetilir ve akılla devlet iradesi arasında incecik bir çizgi vardır. Namussuzun, belanın, bölücünün kafasını ezip geçmek hem de bütün riskleri alarak, bazen devlet aklının gereğidir. Bin Ladin'i imha eden ABD'nin vatandaşlarının canı bizden daha az mı tatlı?
***
Daha iki gün önce Kastamonu'da eylem yaptı PKK. Bir şehidimiz var. Bu eylemin adına da, "Abdullah Öcalan'ın elini güçlendirmek" diyorlar. Devlet organlarına bu köşeden daha önce de yazdım, hem de açılım politikalarını sonuna kadar destekleyen biri olarak. Apo denilen kişi haysiyetsiz bir korkaktır. Devletle arasındaki ilişki korku ilişkisidir. Örgütüyle arasındaki ilişki de korku kökenli bir tapınma ilişkisidir. Devlet bu profesyonel caniyle arasındaki korku ilişkisini iyi yönetemiyor, cani ise adamlarıyla arasındaki aynı temelli ilişkiyi çok iyi yönetiyor. Devleti zayıf gördüğü an da devletle oynuyor.
O haydutla görüşme yürüten ve her şeyi bildiğini zanneden ama bir tarih şuuruna sahip olmadıkları için hiçbir halt bilmeyen devlet görevlileri, size tavsiyemdir:
1- Önce İmralı haininin devletten korkması gerektiğini ona öğretin.
2- Sonra, ona "müzakereye de kıyamete de hazır olduğumuzu" hatırlatın.
3- Bunları anlamazsa, sahte peygamberlere tarihte ne yapılmışsa onu yapın!
Unutmayın, devlete "haysiyetli akıl" gerektir!