"Futbol sadece futbol değil"miş!
***
Aslında yakın tarihi askeri darbeler tarihi olan Türkiye'de yaşanan da pek farklı değil. 1960 yılına kadar futbol taraftarlığı oldukça yerel, kendi halinde bir duygudaşlıktı. İncelemediğim için bu yazdıklarıma ihtiyatla yaklaşılmalı ama sanırım 1960 ve 1980 darbelerinden sonra Türkiye'de futbol hızla toplumsallaştı. Çünkü bütün askeri darbeler politikayı tehlikeli bir uğraş haline getirirken kitleler için başka ilgi alanları yaratırlar. Roma'da gladyatör döğüşleri için Kollezyum'un yapılma nedeni de bu değil miydi? Bizde özellikle 1980 darbesinden sonra futbola büyük yatırım yapıldı. Yatırımı yapan Turgut Özal'dı destekleyen askerler. Ancak amaçları farklıydı, Özal uluslararası rekabet alanı haline gelmiş olan futbolda Türkiye'yi bir yere taşımak isterken, bizim darbeci askerlerimiz "spora önem verelim de şu keratalar siyasetle uğraşmasınlar" derdindeydiler.
Darbelerin yarattığı o depolitizasyon ortamı 80'li ve 90'lı yıllarda kitleleri futbolla buluşturdu. Burada genç insan için her şey vardı. Kazanmak, kaybetmek, öfke, sevinç, rekabet, hatta siyaset bile. Bugün takım- taraftar ilişkisi mistik bir ilişki halini almıştır. ODTÜ'den Prof. Dr. İhsan Dağı'nın belirttiği gibi "futbol taraftarları artık şehirli bir cemaat"tir. Bence burada patolojik bir ilişki mevcut.
***
"Futbol sadece futbol değildir" diyen adam (Simon Kuper) kesinlikle doğru söylemiş. Ekonomik veçhesiyle, fiziki alt yapısıyla, sosyal ağlarıyla ve derin aidiyet bağlarıyla, milyonları etkilemesiyle müthiş bir sektöre dönüşen bu yapının yolsuzluk, hukuksuzluk, gayri meşruluk üretmemesi mümkün mü?
Son günlerde 'şike' başlığı altından yaşanılan sürece konunun tarihselliği ve çok boyutluluğu içerisinde bir bütün olarak bakmak gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.