Hüseyin Kocabıyık

"Hükümet" geri döndü...

Çok iyi hatırlıyorum, bizim çocukluğumuzda Cumhuriyet tarihinin tamamına tanıklık etmiş olan büyüklerimiz "devlet" kelimesini pek kullanmazlardı. Devleti, devleti ilgilendiren veya devletin yaptığı işlerin tamamını "hükümet" kelimesiyle ifade ederlerdi. Eski Türk filmlerini izleyenler göreceklerdir, halk, "Hükümet askerliği uzatmış, hükümet vergi salmış" gibi ifadelerle ve bugünkü anlayıştan daha doğru bir şekilde, "hükümet" kavramını, devleti içeren ve devleti yöneten bir varlık olarak görmüştür. Halkın bilinç düzeyinde güç, hükümettedir ve hükümet devlettir. Bu bilincin doğru bir temeli olduğu "hükümet" kelimesinin kök anlamından bellidir. Hükümet "hükm"edendir, hakim olandır.
***
Bu kapsayıcı hükümet algısı 27 Mayıs 1960 darbesiyle değişikliğe uğradı. O güne kadar hükümet, devleti yöneten ve hükmedendi. Devlete hükmeden hükümet meşruiyetini halkın seçimlerde ortaya koyduğu iradeden alıyordu. Aslında gerçek hükmeden halktı ve bunun adı da demokrasiydi. Ama TSK içinden türeyen düşük rütbeli bir grup cuntacı, Türk milletinin bütün tarihi boyunca ortaya çıkardığı en mükemmel idare biçimini paramparça ettiler.
Hükümetin başbakanını canice öldürdüler. Sonuçta 1960'dan sonra hükümetin yerine "devlet" geçti. Elle tutulmayan, milletin ve milletin seçtiklerinin tesir edemediği; yaptığı ettiğinden sual olunmaz, hesap sorulmaz bir mistik güç merkezi devlet. Ve kurulan vesayet düzeni gereği de "devlet" dediğimiz varlık askerden ibaret bir şey. Devleti yönetsin diye milletin belirlediği otorite olan hükümet, böylelikle siyasi anlamından uzaklaştırılmış ve itibarsızlaştırılmıştır. Hükümetlere yönelik darbeler ve itibarsızlaştırma çabaları süreklilik kazanmış; bazı siviller de bu itibarsızlaştırma çabalarına meşruiyet kazandırmak için tuhaf açıklamalar yapmışlardır. Hatırlayalım, yine hükümetin askerler tarafından alaşağı edildiği 28 Şubat günlerinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, o kendini de bitiren talihsiz cümleyi söyleyiverdi: "Hükümet şapka gibidir, siyasidir; devlet baştır, Milli Güvenlik Kurulu devlettir."
Bu söz "büyük ihanet" olarak tarihteki yerini almıştır.
***
Eğer Türkiye büyük bir ekonomi haline gelmişse, Türkiye gelişmiş demokratik ülkeler arasında yer almaya kararlıysa, bu devran böyle devam edemezdi. Devlete halkın seçtikleri hükmetmeliydi. Bu nedenle, YAŞ toplantısı etrafında yaşanan son gelişmeler tam bir normalleşmedir; bir diğer ifadeyle, hükümetin bütün maddi ve manevi tezahürleri ile geri dönüşüdür.
Tarih yanlışı mutlaka tashih eder!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.