Hükümetin hayata geçirmeye çalıştığı "Demokratik Açılım" siyasetini ilk açıklandığı günden beri destekliyorum, şimdi daha da çok destekliyorum. Çünkü, bizim Kürt vatandaşlarımız kendi demokratik haklarına sahip oldukça PKK adlı katiller sürüsü iyice açığa çıkıyor ve o bölgenin sorunlarından ayrı olarak, terör sorununun kaynağı olduğu beliriyor. Bundan sonra yapılacak şey bellidir artık, o liberal görünümlü ve devletle geçmişteki hesaplarını PKK'nın sözcülüğünü yaparak görmeye çalışan eski komünist takımın zihin bulandırıcı önerilerini çöpe atıp terörle adam gibi bir topyekun mücadele başlatmaktır. Hükümeti bu konuda kararlı görmek sevindirici. Umarım hem "Demokratik Açılım" siyaseti hem de eşzamanlı terörle mücadele çalışmaları artan bir kararlılıkla devam eder. Yaşadığımız onca tecrübe en makul yolun bu olduğunu gösteriyor bize.
***
Geçtiğimiz yıl İran'a bir seyahatimiz olmuştu. Bizimki kadar olmasa da İran'ın da bir Kürt sorunu var. Üstelik İran, sınırları içerisinde yaşayan Kürtler konusunda oldukça rahat bir ülke. Kürtler "Kürdistan" adlı bir eyalette yaşıyorlar ve birçok haklara sahipler. Ancak kendi kültürlerini ve kimliklerini özgürce yaşamalarına rağmen "dış parmak" İran Kürtlerini de tahrik ediyor. Nitekim PKK taşeron olarak kullanılarak PJAK adlı bir örgüt kurduruldu ve İranlı Kürtler kışkırtılmaya çalışıldı.
Ben sözünü ettiğim seyahatte İranlı yetkililere, "Bu örgütle nasıl mücadele ediyorsunuz?" diye sormuştum. Yetkililer bana olayı nasıl kontrol altında tuttuklarını basitçe anlattılar: "Yakaladığımızı asıyoruz."
Nitekim örgüt Amerikan ve batı desteğine rağmen İran'da hiçbir başarı gösteremedi. Üstelik şu son günlerde İran'ın başlattığı operasyonla onlarca kayıp verdi. PKK'nın ve PJAK'ın üstlendiği Kandil Dağı İran topçularının hedefi halinde. İran'ın, Kandil'de üstlenen bölücülerin içine bir korku düşürdüğü Karayılan'ın açıklamalarından besbelli. Evet, terörle mücadele budur işte ve böyle yapılır. Karşındakinin iradesini kıracaksın; terör örgütü mensupları, en başta da elebaşları gece yataklarında rahat uyuyamayacak, sinir sistemleri bozulacak.
***
Peki, bizde nasıl oluyor bu işler? Uzunca bir süredir, o liberal görünümlü eski komünistlerin medyadaki çabalarıyla sanki PKK yenilmez, kızdırılmaya gelmez, dokunanın yandığı bir örgüt algısı oluşturuldu. "Devlet PKK'yı yenemiyor, o zaman otursun anlaşsın, ne istiyorsa versin." Vermezse ne olacağını da zihnimize çakıyorlar. "İstediklerini yapmazsanız, Türkiye'nin her yanını cehenneme çevirir PKK."
Söylenen ve bizi korkuttukları argüman bu. Bugün yaşananlardan sonra bunun pis bir tezgah olduğu ortaya çıkmıştır. İran bize terörle mücadelenin nasıl olması gerektiğini açıkça gösteriyor.
Aslında işin esası şudur: Terörle mücadele silahla yapılan bir mücadele değildir; iradeyle yapılan bir mücadeledir. Kimin iradesi kuvvetliyse, o kazanır. Bizim irademizi kırıyorlar, asıl tehlike burada.