Acı gerçek bu...
Ses kaydında şöyle diyor Genelkurmay Başkanı olduğu söylenen kişi:
"Her yere kontrolsüz mayın döşedik. Kendi askerlerimiz döşediğimiz mayınlara basıyor.
Emir komuta birliğini sağlayamıyoruz.
Çatışma anında tim komutanlarımız mevziiye silahını bırakıp kaçıyor.
Eğitim zafiyeti nedeniyle terörist diye masum erimizi kendimiz vurduk.
Sınır karakollarımız hatalı yapılmış, Hantepe de hatalı. Halimiz tam bir kepazelik. Elimizdeki teknik imkanları kullanamıyoruz, eğitim ve tatbikatımız zayıf."
***
Bu uzun konuşmada daha bir dolu korkunç tespit var. Artık açık konusma zamanıdır, şayet bu ses kaydı gercekten Genelkurmay Başkanı'na aitse herkesin şapkasını önüne alıp derin derin düşünmesi gerekiyor. Bu ordu, bilhassa kara unsurları dökülüyor. Şu sözü edilen tablo "bu orduyu yeniden kurmak gerekir" diyenleri haklı çıkaran bir tablo.
Hiç alınganlık göstermemek lazım, bizim ordumuzu aslında 27 Mayıs'ı yapanlar bitirdi. Bu orduyu bir darbe ve cunta kurumu haline getirenlere lanet okumamak elde değil. Bu ordu yarım asırdır laiklik bekçiliği, irtica avcılığı yapmak gibi hiç vazifesi olmayan işlerle uğraştı durdu, boğazına kadar siyasete battı ve askerliği unuttu. Kimse unutmasın, bu ordunun generallerinin üçte biri su anda Silivri'de yargılanıyor ve üstelik görevleriyle ilgili suçlardan değil, sivil hükümete darbe yapmak suçundan yargılanıyorlar.
***
Bu ses kaseti bu mübarek Ramazan günü beni gerçekten çok üzdü. Hangi birine üzüleyim, dünyanın en güçlü ordusu diye övündüğümüz ordunun en yüksek komutanın ağzından dile getirilen durumuna mı üzüleyim, yoksa bu ordunun başı dik, kılıcı keskin olsun diye varımızı yoğumuzu verdiğimize mi üzüleyim, onar onar gelen şehitlere mi üzüleyim?
Demek ki ordumuzun teknik ve eğitim kapasitesini eleştirenler önemli ölçüde haklıymış. Şüphesiz ordumuzun çok iyi işleyen unsurları var, daha 5 gün önce dünyada çok az askeri gücün yapabileceği bir operasyonu yaptı ve hepimizi gururlandırdı.
Ama ordunun bazı birimleri belli ki tam bir çürüme yaşıyor ve acilen müdahale edilmeli. Bu elbette askere bırakılmayacak kadar önemli bir iş. Böyle olduğu için de bizzat hükümet ilgilenmeli bu konuyla.
Aslında söylenecek çok laf var ama dogrusu son dönemlerde türeyen ordu düşmanı çevrelerle aynı kareye girmeyi istemiyorum. Zaten meseleyi ses kasetindeki kişi en açık biçimde ortaya koyuyor.
Yanlız ben bir şeyi merak ediyorum: Kordon'da orduevinde oturan ve kahvesini yudumlarken benim iyi niyetli asker eleştirilerimden dolayı bana laf eden o emekli generaller şimdi ne düşünüyorlar acaba?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.