Beklenen oldu, devlet çarşamba günü akşam saatlerinde harekete geçti. Türk uçakları Kandil Dağı'ndaki hedefleri vurdu. Harekatta İran'ın kendi hava sahasını Türk uçaklarına açtığı söyleniyor ki, bu haber eğer doğruysa, iki bakımdan önemlidir. Birincisi, PKK'nın etkisiz hale getirilmesi acaba bölgesel bir işbirliği konusu haline gelmiş olabilir mi? İkincisi, uçaklarımızın İran hava sahasını kullanması, coğrafi şartlardan dolayı, Kandil Kampı'na daha elverişli şartlarda saldırı imkanı verebilir.
***
Yeni başlayan terörle mücadele stratejisinin sadece PKK'yı hedeflemediği, örneğin Suriye konusunu da içerdiği belirtiliyor ki, ilginç bir yaklaşımdır. Diğer yandan, artan PKK eylemlerinin arkasında Türkiye'nin Suriye'deki karmaşayla ilgilenmesinden rahatsızlık duyan Muhaberat'ın olduğu iddiaları var. Bu iddialar ne kadar doğru biz bilemeyiz ama tutarlı bir tarafı var gibi geliyor. Her iki ihtimali birlikte düşündüğümüz zaman bu operasyonun aynı zamanda Türkiye'nin düşmanlarına bir gözdağı niteliği taşıdığı sonucu çıkarılabilir.
***
Yeni terörle mücadele döneminin bizi eski günlere döndüreceği şeklinde bazı korkular var. Bu korkuların anlaşılabilir bir tarafı olmakla birlikte sağlam gerekçeleri yok. Çünkü bugünün şartları ile 90'lı yılların şartları birbirinden tamamen farklılıklar ihtiva ediyor. Bir kere 90'lı yılların Türkiye'si gerçek bir demokrasi değildi. Terörle mücadelenin patronu askerdi. Devlette konuyla ilgili bir birlikte çalışma kültürü yoktu. Bu çok başlılık konuyu bütün yönleriyle ele almayı güçleştiriyordu. Herkes konunun sadece askeri veçhesiyle ilgileniyordu. Ülke koalisyonlarla yönetiliyordu. Bugün ise durum çok farklı. Bir kere halkın yüzde 50 oyuyla hükümet olmuş bir yönetim var. Başbakan Erdoğan muktedir bir lider. Hükümet devlete bütünüyle hakim durumda. Terörle mücadele inisiyatifi bugün bütünüyle hükümetin elinde. Şu anda devletin kurumları tam olarak entegre olmuş durumda. Hukuk bugün devlet ve hükümet uygulamalarının her aşamasını denetleyebiliyor. Kontrol dışı çetelerden artık söz etmek mümkün değil. Kısacası hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacak.
***
En çok merak edilen hususlardan birisi, bu yeni dönemin BDP'yi nasıl etkileyeceği meselesidir. BDP öteden beri çok kötü bir sınav veriyor. Kürt halkının demokratik kazanımlarının değerini hiç bilemedi BDP. Silahların gölgesinde siyaset yapmaya çalıştı. Terörle iç içelikten, organik ilişkilerden hiç rahatsızlık duymadı. İradesini tamamen Kandil'e ve İmralı'ya ipotek etti. Çok paradoksal bir öngörü ama Türkiye'nin son hamlesi başarılı olur ve PKK'lılar kontrol altına alınırsa bundan en çok BDP'lilerin rahatlayacağı sonucu çıkarılabilir. Çünkü PKK'nın ezildiği bir durumda bu BDP'lilerin özgürlüklerini ve iradelerini yeniden kazanması demektir. Bu partide aslında iyi niyetli ve terörden nefret eden siyasetçilerin olduğu biliniyor. Ancak bu siyasetçiler korkuyorlar. PKK'nın geriletilmesi, siyaseti öne çıkarabilecektir. O nedenle ilk başlarda BDP'lilerin cazgırlıkları kimseyi yanıltmasın, onlar için için bu operasyondan memnuniyet duyuyorlar.
***
Açılım bitti mi? Birçok analizci bunu söylüyor. Ben tam tersini düşünüyorum. Bundan sonra hangi hükümet gelirse gelsin demokratik reformlar yapmaya devam etmeden Türkiye'yi yönetemez. Esasen Türkiye demokrasiden kopamaz. Çünkü demokrasi bizim için bir milli güç unsurudur ve stratejik meseledir. Bu askeri harekat zaten PKK'nın açılım siyasetinin ve sürecinin önünü kesmesinden dolayı yapılıyor. Dolayısıyla, demokratik açılım projesi terörle mücadele ile eşzamanla olarak devam edecektir.
***
Türkiye bu coğrafyada ayakta kalmayı başarmış 1000 yıllık bir devlettir. Bu topraklar Babai isyanları, Celali isyanları, Patrona Halil isyanları, başka Kürt isyanları, Sevr anlaşmaları, düşman işgalleri gibi musibetleri görmüş bir millete ev sahipliği yaptı bin yıl. Bu coğrafyada yaşayanlar farklılıklarına bakmadan bir millet oldular. Bu toprakları savunmak uğruna birlikte öldüler. PKK'nın yaptığı bu toprakların ruhuna aykırı bir iştir. O nedenle de bu savaşı kazanması imkansızdır. Devletin demokratik otoritesini kimseyle paylaşamayacağını herkes bir kere daha görecek. Bu mücadelenin sonunda demokrasi düzeninde ve hukuk devletinde mücadele etmenin daha sonuç alıcı olduğu görülecek. Kürt vatandaşlarımız üzerindeki PKK baskısı ve ipoteği ortadan kalkacak. Bin yıllık barış ve kardeşlik ülküsü yeniden hayat bulacak.
Elbette iyimserim, çünkü ben milletimize de devletimize de güveniyorum.
Kimse unutmasın, yeryüzünde milyonlarca insan bu ülkenin huzuru ve mutluluğu için ellerini semaya açmış dua ediyor.