Başbakan Erdoğan'ı biraz olsun tanıyanlar bilir, Başbakan taktik konuşmalar yapmayı sevmeyen bir insan. O herhangi bir meseleyi karakterine uygun olarak düz bir çizgi üzerinde düşünüyor ve anlıyor. Mesela Kürt meselesi. Başbakan, geçmişte Kürtlere haksızlıklar yapıldığına inanıyor. Kürtlerin haklı bazı demokratik taleplerinin karşılanmasının devletin en tabii görevi olduğunu düşünüyor. Çünkü onun kafasında Türk'le Kürt'ün arasında en ufak bir fark yok. Herkes bu vatanın evladı Başbakan'a göre. Böyle inandığı için de, kendi hükümeti ve tabii bizzat kendisi darbe hazırlıklarının tehdidi altındayken siyasi risk alarak "Açılım" politikalarını başlattı. TV yayınlarından ifade özgürlüğüne kadar onlarca demokratik hakka kavuştu Kürt vatandaşlarımız. Ancak ortaya bir yeni durum çıktı: 12 Haziran seçimlerinde AK Parti, Kürtlerin çoğunluğunun oy verdiği parti özelliğini korudu. Buna karşı PKK-BDP çizgisi Kürtlerden beklediği desteği alamadı. Bu PKK'nın siyasi taleplerinin Kürtlerin büyük çoğunluğu tarafından reddedildiği anlamına geliyordu. İnisiyatif AK Parti'ye geçmişti. Bu durum PKK'nın dengesini bozdu, panik halinde eylemlere başladılar. Bir katiller çetesine dönüştü PKK. Polisleri yolda yürürken arkadan vurmaya başladı. Kaymakam ve asker kaçırdı. Bu eylemlere de devam ediyor.
***
İşte tam bu noktada Başbakan'ın düz çizgi anlayışı devreye giriyor. Bu gelişmeleri Türkiye'ye ve kendi hükümetine yönelik büyük bir hakaret ve haksızlık sayıyor Başbakan. PKK'lıların niyetinin Kürt halkının çıkarlarını filan düşünmek olmadığını bir kez daha görüyor. Devlet aygıtını harekete geçiriyor. Şimdi devletin bütün ilgili teşkilatı yeryüzünün her yerinde PKK'lı avına çıkacak. PKK'nın maşası olanlarda kulaklarından tutulup yargıya teslim edilecek. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını en kısa zamanda hepimiz göreceğiz. Dünden farklı olarak bu kez tüm dünya Türkiye'nin bu meşru savaşına desek verecek. Çünkü Türkiye'nin sorunları demokrasi ile çözme çabalarına silahla mukabele eden bir katil sürüsünün varlığını artık herkes görüyor. Katillere anladıkları dilden cevap vermenin tüm meşru gerekçeleri oluşmuştur.
***
"Bıçak kemiğe dayandı" deyimi kesin bir kararlılığı ve niyeti de içinde barındırır. Bu karar PKK'nın boynunun kopartılmasıdır. Başbakan iki önemli mesaj daha verdi: "Ramazan'dan sonra barışın miladı olacak bir dönem başlayacak" dedi. Bu sözün anlamı da açık bence: Kürt vatandaşlarımız bu katillerin ipoteğinden kurtarılacak demektir. Başbakan'ın bir diğer cümlesi de PKK'nın siyasi taşeronu iradesiz BDP'lileri hedef alıyordu. "Ya terör örgütüyle aranıza mesafe koyarsınız ya da hesap verirsiniz" dedi Başbakan.
Bir mesaj başka nasıl bu kadar açık verilebilir ki. Olacakları görüyorum ve Türkiye'nin bu kez başaracağına inanıyorum.
