"Türk yükselişi"
***
Bu yazının konusu Ukrayna değil. Ukraynalıların da farkında oldukları "Türk yükselişi". Başbakan Erdoğan'ın Mısır ve Mağrib ülkeleri gezisi sebebiyle tüm dünya tarafından adeta tescil edilen Türk yükselişi, ABD ve Avrupa medyasınca da hiç lafı dolaştırmadan ortaya konuldu. Aslında bizim bazı dangoz kalın kafalı solcular farkında olmasalar da Batılıların yükselen Türkiye algısı yeni bir şey değil. Daha önce ABD'nin meşhur diplomatı Maty Brza "Türkiye artık bir süper güç ve biz onlara baskı yapamayız" sözleriyle yeni Türkiye'nin dünya siyasetindeki yerini tespit etmişti. Ardından The Economist, Time gibi küresel ölçekte siyasi reyting ölçme gücü olan yayın kuruluşları benzer analizlere yer vermişlerdi sayfalarında. Benim açımdan Türkiye hakkındaki son hükümlerin anlamı şu: Eskiden Türkiye'yle ilgili bu değerlendirmelere bizim Sabah yönetimi pek yer vermezlerdi sayfalarında. Şimdi ise aynı Sabah yönetimi abartılı bir biçimde iki sayfa ayırıyor ki, sevindiricidir. "Abartı" kelimesi yanlış anlaşılmasın, bizim gibi asırlarca Karlofça kompleksi taşımış bir toplumun gerçekleri abartma hakkı vardır.
***
Tahrir Meydanı'nda ülkemizin başbakanını izlerken her Türk gibi elbette ben de çok gurur duydum. Başbakan Erdoğan'la bir görüşmemizde ona, "Sizin yerinizde bir başkası olsa Ortadoğu'nun içiyle oynardı" demiştim. Gerçekten Arap halkları üzerinde bu derece belirleyici olan bir liderin ahlaki ve meşruiyetçi bir çizginin dışına çıkmaması bizim asıl gurur duymamız gereken bir husustur. Başbakan, Ortadoğu'nun göbeğinde hem de o bölgeleri hala yöneten diktatörlerin gözlerinin içine baka baka cumhuriyetin kazanımlarını, yani demokrasiyi, insan haklarını, kalkınma ve dayanışmayı anlatmıştır. Dikkat edilsin, Türkiye üzerine konuşan-yazanlar içinde bir kişi bile Türkiye'nin yükselişini emperyalist bir gelişme ve genişleme olarak değerlendiremiyor.
Türk milletinin evlatları başardılar, selam olsun onlara!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.