Başbakan Erdoğan algısı üzerine düşünceler
***
Bu konuya kafa yorarken şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor: bir siyaset adamı hakkında böylesine bir birine zıt iki algı nasıl ve neden oluşabiliyor? Bence işin provokasyon ve psikolojik savaş amaçlı kısmını bir yana bırakırsak, iki algının da anlaşılabilir rasyonel tarafları olduğu görülür. Bir kere Tayip Erdoğan karizmasından olumlu yönde etkilenenleri anlamak çok kolay, zira ortada çok net bir ülkesel ve küresel başarı var. Ama asıl büyüyen Tayip Erdoğan fenomeninden korkan iç ve dış çevreleri anlamak gerekir ki onlara ait bu duyguda da rasyonel ve anlaşılabilir yönler mevcut. Bir kere Başbakan Erdoğan birçok ilki başaran bir insan. İlk yapılan ve ilk yapan insanda bir tür belirsizlik duygusu uyandırır. Bu duygu zaman zaman korkuyu da tetikleyen bir nitelik taşır. Çünkü bir siyasetçi düşünün ki ülkeyi yarım asırdır sarmalayan vesayet düzenini paramparça etmiş. Bu ülkede askeri müdahalelere karşı çıkıldığı zaman ne olacağı bilinmezken Tayip Erdoğan askerin siyasete müdahalesine karşı durulacağı zaman ne olacağını gösterdi. Oligarşik bürokrasiye, iş dünyasına, medyaya ve güç merkezlerine gem vurulabileceği hayal ötesi bir şeyken Tayip Erdoğan bunu gerçeğe dönüştürdü. Türkiye'nin ekonomik tabularını, ideolojik tabularını yıktı geçti. Dış politikada düşünce biçimini değiştirdi. Tüm bunlar bir yanıyla da Tayip Erdoğan'ı ürkütücü bir profil haline getirdi.
***
Esasen olan şey şudur: bütün devrimler ve devrimcilerin anlaşılmaları biraz zaman alır. Bazı şeyler konusunda en doğru hükmü tarih verir. Çünkü devrimci birçok eylemi ilk kez gerçekleştirendir. İlkler ve onların sonuçları bir siyasi kimliği yücelttiği gibi, pozitif etkiler yarattığı halde birçok insanda da endişeyi tahrik eden sonuçlar doğuruyor. O nedenle Tayip Erdoğan'a dönük endişeleri ve korkuları anlamak gerekir.
Devrimcilerin kaderidir bu!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.