Yeni bir anayasaya doğru
***
Şimdi Türkiye yeni anayasasını yapmaya karar verdi. Bu sivillerin yaptığı ve halkın özgürce denetleyeceği ve onaylayacağı bir anayasa olacak. Aslında yeni anayasa yazılmış durumda. Yeni anayasa ihtiyacı onlarca yıldır kendini hissettiriyordu ve bu nedenle onlarca yeni anayasa taslağı hazırlandı. Bu taslakları üst üste koyduğunuz vakit çağdaş yeni anayasanın omurgası ortaya çıkar. Elbette yeni anayasa kolay ortaya çıkmayacak, ancak tartışma alanları sınırlı. Değiştirilemez denilen ilk üç madde, vatandaşlık kimliğini tarif eden 6'ncı madde ve laikliği tarif eden 24'üncü madde gibi maddeler şimdiden belli ki epey gürültü koparacak. Ama sonunda bu ülke yeni bir anayasaya sahip olacak, bunun müjdesini şimdiden verebilirim. Bu arada hükümet ve muhalefetin yeni anayasa konusunda sergiledikleri samimiyet ve heves çok dikkat çekici. Hem AK Parti, Hem CHP ve hem de MHP bu konuda üzerlerine düşeni şu ana kadar yaptılar ve bundan sonra da bu işe asılacaklarını belli ettiler. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in bu konuda oynadığı rolün önemi şimdiden görülüyor. Cemil Çiçek tecrübe ve saygınlığı ile hem anayasa yapım mühendisliğinin altyapısını oluşturuyor hem de siyasileri sürece monte ediyor. BDP'nin Meclis'e gelmesine herkes çok sevindi. Aslında normal şartlarda onların da Meclis'te olması çok önemli elbette. Ancak ben bu heyetin korkarım ki anayasa yapım sürecinde bir katkı sunmak yerine dayatma ve provokasyonu tercih edeceğini düşünüyorum. Ama bir şeyden eminim, BDP'liler ne yaparlarsa yapsınlar, TBMM yeni bir anayasa yapacaktır ve halka sunacaktır. Eğer bu Meclis'ten yeni bir anayasa çıkmazsa, bunun bedelini sadece siyasi partiler değil, demokratik sistemin tamamı öder.
***
Cumhuriyet'in yüzüncü yılına doğru gidiyoruz. Nüfusumuzun yüzde 85'i şehirlerde yaşıyor. İhracatımızın yüzde 90'ı sanayi ürünü. Türkiye modern ve güçlü bir ülke olarak tarihte ilerliyor. Düne göre ayrı bir galakside yaşıyoruz sanki. Bir model ülkeyiz. Bilgi toplumu, sanayi ötesi toplumu şartlarını neredeyse bütün boyutlarını gündelik hayatımızda yaşıyoruz. Böyle bir ülke tarım toplumu anayasaları ile yönetilemez. İçinde halka saygı yer almayan darbe anayasaları ile yoluna devam edemez. Farklılıkları bir arada tutamaz. Milli birliği sağlayamaz. Koca bir ekonomiyi bu köhne anayasa ile ilerletemeyiz. O nedenle Türkiye aslında onlarca yıl önce yeni bir anayasa yapma arzusunu ortaya koydu ve '12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu'nda da bunun ilk temrinini yaptı. Şimdi kendi gerçeğini, dünya gerçekleriyle birlikte ifade edecek yeni anayasasını hep birlikte, kardeşçe ve kararlılıkla yapacak.
Heyecanla bekliyoruz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.