Bedelli askerlik
Vicdani redde hayır!
Biliyorum, vicdani ret hakkı demokratik toplumlarda bir hak olarak tanınıyor. Biliyorum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu hakkı tanımadığı için ülkemizi mahkum etmişti. Biliyorum, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bu işi halletmemiz için bize Aralık ayına kadar süre tanıdı. Ve biliyorum ki Avrupa'da vicdani ret hakkını tanımayan tek ülke biz kaldık. Tamam bunların hepsini biliyorum ama yine de bu vicdani ret kavramını sevmiyorum. Çünkü ben bu kavramı vatan sevgisiyle uyumlu bir kavram olarak görmüyorum. Ayrıca, vicdani ret hakkı tanınırsa bunun toplumda yeni kutuplaşmalara zemin hazırlayacağını düşünüyorum. Askerliğini yapanlar vicdani ret hakkını kullananlara hiç iyi gözle bakmayacaklar, vicdani retciler askerlik yapan insanları savaş yanlısı diye suçlayacaklar.
Velhasıl biliyorum, eğer dünyanın ortak dilini konuşacaksak bu meseleyi de bir biçimde çözmeye mecburuz. Ama yine de ben bu işe karşıyım.
Bu iş bizi bozar diyorum!..
Devlet adamı dediğin böyle olur işte!
Dünkü parti grup toplantısında Başbakan Erdoğan'ı izliyorum. PKK'nın siyasi kolu olan partinin TBMM'den çekilme restine cevap veriyor. Cevap ama ne cevap, tam gönlümden geçtiği gibi. Tam bu milletin istediği gibi bir cevap. Şöyle diyor Başbakan: "Çekilsen ne yazar, çekilmesen ne yazar? Meclis çalışmalarına katılırsanız Meclis renklenir, katılmazsanız hiçbir şey olmaz, Meclis çalısmalarına devam eder."
Bu şımarık örgüt artığı partiye verilmesi gereken cevap buydu ve Başbakan da bu cevabı eksiksiz verdi.
Başbakan Erdoğan bu milletin sevgisini boşuna kazanmıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.