Hüseyin Kocabıyık

Bedelli askerlik

Yılan hikayesine dönmüş bir mesele olarak bedelli meselesinin çözülmesi gündemde. Bu mesele yıllarca rasyonel bir anlayışla ele alınmadı. Askerler gereksiz yere bu konu üzerinden sivillerle bilek güreşi yaptı durdu. Çözümü mümkün bir meseleyi hiç ilgisi yokken terörle mücadelenin ipoteğine soktular. Sonuçta herkes akıl çizgisine geldi. Bu konunun halliyle birlikte yüz binlerce mağdur insanın sorunu çözülecek. Hayatta kalanlarının önündeki engel ortadan kalkacak. Üstelik bu işin halledilmesinin getireceği muazzam bir kaynak ortaya çıkacak. Öyle sanıyorum ki Başbakan Erdoğan'ın kafasında orjinal bir fikir var, bedelli paralarının bir bölümünü şehit ailelerine aktarmak gibi mesela. Çok güzel bir uygulama olur bu. Bu vatan için canını verenlerin yakınlarını bu dünyada rahat ettirecek her çaba bence mukaddestir. Onların kaybettiklerini geri getirmez ama hiç olmazsa onlara olan minnet borcumuzun küçük bir kısmını böyle ödemiş oluruz.
Vicdani redde hayır!
Biliyorum, vicdani ret hakkı demokratik toplumlarda bir hak olarak tanınıyor. Biliyorum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu hakkı tanımadığı için ülkemizi mahkum etmişti. Biliyorum, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bu işi halletmemiz için bize Aralık ayına kadar süre tanıdı. Ve biliyorum ki Avrupa'da vicdani ret hakkını tanımayan tek ülke biz kaldık. Tamam bunların hepsini biliyorum ama yine de bu vicdani ret kavramını sevmiyorum. Çünkü ben bu kavramı vatan sevgisiyle uyumlu bir kavram olarak görmüyorum. Ayrıca, vicdani ret hakkı tanınırsa bunun toplumda yeni kutuplaşmalara zemin hazırlayacağını düşünüyorum. Askerliğini yapanlar vicdani ret hakkını kullananlara hiç iyi gözle bakmayacaklar, vicdani retciler askerlik yapan insanları savaş yanlısı diye suçlayacaklar.
Velhasıl biliyorum, eğer dünyanın ortak dilini konuşacaksak bu meseleyi de bir biçimde çözmeye mecburuz. Ama yine de ben bu işe karşıyım.
Bu iş bizi bozar diyorum!..

Devlet adamı dediğin böyle olur işte!

Dünkü parti grup toplantısında Başbakan Erdoğan'ı izliyorum. PKK'nın siyasi kolu olan partinin TBMM'den çekilme restine cevap veriyor. Cevap ama ne cevap, tam gönlümden geçtiği gibi. Tam bu milletin istediği gibi bir cevap. Şöyle diyor Başbakan: "Çekilsen ne yazar, çekilmesen ne yazar? Meclis çalışmalarına katılırsanız Meclis renklenir, katılmazsanız hiçbir şey olmaz, Meclis çalısmalarına devam eder."
Bu şımarık örgüt artığı partiye verilmesi gereken cevap buydu ve Başbakan da bu cevabı eksiksiz verdi.
Başbakan Erdoğan bu milletin sevgisini boşuna kazanmıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.