• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Uludere sonuçları

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03 Ocak 2012, 19:08
35 kişinin hayatı kaybettiği bu talihsiz olayın sonuçlarını bir bütün olarak analiz edelim. İlk olarak, gerçeğe en yakın duran ve kamuoyunun da geneli itibariyle benimsediği görüş şudur: Irak sınırında bir kaçakçı kafilesinin uçaklarla vurulması kasıtlı olarak yapılmış bir müdahale değildir. Bu olay, neresinden bakarsanız bakın, belki bir hizmet kusurudur. Zaten devlet tazminat ödemeyi gündemine aldığına göre, bu olayın bir hizmet kusuru, bir hizmet kazası olduğunu da peşinen kabul ediyor demektir. Bu vahim olayda çocuk yaşta 35 kişinin ölmesi müthiş can acıtıcı. Ateş düştüğü yeri yakar, o çocukların anaları babaları kim bilir ne haldedirler. Zaten olayın bu can yakan tarafı bizim bazı sorgulamaları yapmamıza da mani oluyor. Mesela, bu insanlar niye kanun dışı bir iş yapıyorlardı, niçin terörle mücadele bölgesinde bulunuyorlardı ve nasıl oluyor da o yaşta çocuklar böyle kanunsuz bir işin içine aileleri tarafından sokuluyordu? Bütün bunları sormak elbette olayın vahametini azaltmaz, ancak bu çapta bir olayın göz ardı edilmemesi gereken gerçekleri arasında bunlarda vardır.
***
Bu olayda, bana göre, en fazla dikkat çeken husus Genelkurmay Başkanlığı'nın sergilediği sağlıklı tutumdur. Askerler eskiden yaptıkları gibi ne olayı küçültmeye çalıştılar ne de gerçekleri gizleme çabası içine girdiler, tam tersi alabildiğine şeffaf ve soğukkanlı bir tutum içinde oldular. Olayla ilgili güvenilir bir iç inceleme başlattıklarını görüyoruz. Başbakan'a verilen bilgilendirme hadisenin tüm detaylarının ortaya konması ve Başbakan'ın kendisine sunulan bilgiden tatmin olduğunu kamuoyuyla paylaşması son derece demokratik bir görüntü verdi. Bütün bu sürecin hem sivillerce hem de askerlerce iyi yönetildiğini düşünüyorum. Bir şeyi daha gördük: Asker ne kadar şeffaf olursa, açıklığa ne kadar çok önem verirse, bu durum aynı zamanda askeri koruyan bir doğal zırha dönüşüyor. Bu olayda PKK'lıların bütün vicdansız istismarına ve saldırılarına rağmen askerlerimiz güvenilirliklerinden bir şey kaybetmediler. Diğer yandan hükümetin Uludere olayını yönetme biçimi de son derece dikkat çekiciydi. En başta bölücülerin saldırısına uğrayan Uludere Kaymakamı'nı takdir etmek gerekiyor. Ona yapılan saldırı bölücü karakterini sergilemesi bakımından ilginç bir sonuç doğurmuştur. Bu olay sanki PKK'lı militanların ve siyasetçilerin ne derece aşağılık bir ruh haline sahip olduklarının yöre insanı tarafından da görülmesine vesile olmuştur.
***
Hükümet olaydan sonra istismar edilecek hiçbir boşluk bırakmamıştır. Olayın hemen ardından 4 bakanın taziye ziyaretine gitmesi, ailelere tazminat ödeme kararı, Başbakan'ın çocuklarını kaybeden ailelerin büyüklerine telefon etmesi kesin bir sükunet ortamı oluşturmuştur. Özellikle bu olay bize Başbakan Erdoğan'ın o bölge insanı üzerinde ne denli güçlü bir itibara sahip olduğunu bir kere daha gösterdi.
Bölücülerin bu talihsiz olayı istismar için leş kargaları gibi ortaya çıkmalarına, milletvekilliği sıfatı ile linç örgütlemelerine, o temiz yürekli Uludere Kaymakamı'na yaptıklarına ise hiçbir şey demeyeceğim, "Allah belalarını versin" demekten başka tabii!..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.