• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Başbuğ'un tutuklanması ve sorumluluklarımız

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06 Ocak 2012, 18:11
İlker Başbuğ'un tutuklanmış olması ne zafer şarkıları söylenecek bir başarı, ne de bu gelişmeden üzüntü duyan insanların mağlubiyet duygusu içinde kendilerini helak etmelerini gerektiren bir olay. Doğrudur, tarihte ilk kez genelkurmay başkanlığı yapmış bir orgeneral darbe iddiasıyla yargılanıyor. İlk diyorum, çünkü 27 Mayıs'ta yargılanan Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun'nun bugün tutuklanan İlker Başbuğ'un durumuyla en ufak bir benzerlik taşımıyor. Bir kere General Erdelhun'un yargılanmasına sebep olan olay 27 Mayıs gibi meşru olmayan bir askeri darbedir. İkincisi, Rüştü Erdelhun'a isnat edilen suç "darbeye karşı olma" suçudur. İlker Başbuğ'u yargılayan mahkeme ise demokratik hukuk devletinin bağımsız yargısıdır. İkincisi, mahkemenin delil dosyasında yasalara göre kesin bir suç olan fiillerin Başbuğ tarafından işlendiği bilgisi güçlü kanıtlar olarak mevcuttur.
***
Durum budur. Bu durumda bazı hususların altını yeniden çizmekte fayda var: Ben İlker Başbuğ'un klasik darbe heveslisi bir komutan olmadığını söylüyorum. Nereden biliyorum? İki noktadan hareketle bunu söylüyorum. Birincisi, TSK'da yarım asra yakın görev yapmış bir komutan olarak askerlik kariyerinin her hangi bir döneminde kendisinden şüphe duyulacak bir eyleme rastlamıyoruz. İkincisi, zaman zaman demokrasiye bağlılığını ifade etmekle kalmamış, Çetin Doğan gibi darbe planladığı iddia edilen subayların bu girişimlerine mani olmaya çalışmıştır. Balyoz dava dosyasına bakan bunun böyle olduğunu görür. O zaman İlker Başbuğ ve arkadaşları 'İnternet Andıcı' gibi, tamamen suç teşkil eden bir çalışmayı niye yaptılar? Cevabını dün vermeye çalışmıştım, "28 Şubat bin yıl sürecektir" anlayışı hep kurumsal bir kültür olarak muhafaza edildi. Yasalardan ve anayasadan bağımsız bir dokunulmazlık duygusu bugün İlker Başbuğ'un başına gelen işin sebebidir. İlker Başbuğ eldeki deliller dikkate alınırsa zaten tutuklanmak zorundaydı. Çünkü bütün arkadaşları ifadelerinde onun ismini verdiler ve onlar şu anda tutuklu bulunuyorlar. Bana göre normal bir hukuki süreçte bu delillere göre ceza alması da kaçınılmazdır.
***
TSK'nın en üst noktasında bulunmuş bir askerin tutuklanmasını içine sindiremeyenler olabilir. Onları anlıyorum ama şöyle bir durum var: Bu insanlar onlarca internet sitesi kurmuşlar ve anayasal olarak bağlı oldukları hükümeti, yani halkın oylarıyla iktidara gelmiş olan millet iradesinin temsilcilerini yıkmak için bu siteler üzerinden karalama kampanyası düzenlemişler. Yapacak bir şey yok, ortada açık bir suç var. Bu ülke bir hukuk devleti olarak yaşayacaksa bu suçları işleyenler yargılanacaktır. Ama diğer taraftan söz konusu gelişmeler herkesi sorumlu davranmaya mecbur bırakıyor. Liberaller, muhafazakarlar, ulusalcılar ve herkes soğukkanlı davranmalıdır. Kimse kışkırtıcılık yapmamalıdır. Yargının işini hukuka uygun yürütmesini istemeliyiz ve beklemeliyiz.
Bu gelişme yeni siyasi kutuplaşmalara değil, demokratik bilincimizin gelişmesine kapı aramalıdır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.