Hükümet güçlendi
***
Mesela şu son olayı ele alalım: İstanbul Özel Yetkili Savcı ve İstanbul polisi, yaratacağı sonuçları bile bile, doğrudan doğruya hükümetin demokratik otoritesini hedef alan bir girişim başlattı. Olayın bir tarafı kuvvetler ayrılığı ilkesinden de güç alan geniş yetkilerle donanmış savcılıktı; diğer tarafı ise millet iradesini temsil makamındaki Hükümet. İlk anda ve dışarıdan bakınca özel yetkili savcı, Başbakan'a kadar gidebilecek bir süreci başlatmış görünüyordu. Bir kere ortaya Hükümeti, Başbakan'ı zor durumda bırakan bir kriz çıkmıştı. Dünyanın en güçlü başbakanlarından biri olan Tayyip Erdoğan'ın moda tabirle, karizması çiziliyordu. Herkes şaşkın bir vaziyette beklerken, yürütme ve yasama erkleri böyle bir müdahaleyi ve vesayet görüntüsünü kabul etmeyeceklerini açıkladılar ve harekete geçtiler. Başbakan hastaydı, herhangi bir açıklama yapma gereği bile duymadı, sadece işaret parmağını hafifçe oynatması krizin çözümüne yetti. Şimdi o özel yetkili savcının da onunla birlikte hareket eden polislerinde yerinde yeller esiyor. Günün sonunda, yaşanan MİT krizinden Başbakanın iradesi güçlenerek çıktı. Hükümet devlete hakim olduğunu gösterdi. TBMM kendisinin üstünde bir gücün varlığına müsamaha göstermeyeceğini ortaya koydu. 10 yıldır izleye geldiğimiz döngü kendini tekrarladı.
***
Başbakan Erdoğan ve Hükümet kesin olarak bu krizden güçlenerek çıkmıştır, bu doğru ancak, Başbakan Erdoğan'ın yapması gereken bazı şeyler ve alması gereken bazı kararlar var. Birincisi, yaşanan kriz hakkında hiç konuşmaması gerekir. Bazı durumlar vardır ki, sessizlik esasen en ağır cevaptır muhatabına. Dün bir miktar konuştu, bence o kadarı yeterli.
İkinci yapması gereken hamle şu: içerde bu halkın demokratik ve meşru usullerle seçip TBMM üyesi yaptığı üç milletvekili yatıyor. Bu insanlar suçlu dahi olsa, derhal cezaevinden çıkarılmalı ve yasama görevlerini yapar hale gelmelidirler. Çünkü onları en büyük irade, millet iradesi seçti. Yargılandıkları suç türü dokunulmazlıkları geçersiz kılan bir nitelik taşıyor, onun için yargılanmaları devam edecek zaten. Başbakan Erdoğan bunu sağlarsa kendisine tuzak kuranlara en etkili cevabı vermiş olur. Her şeyden önce çok doğru bir iş yapmış olur.
Yapması gereken bir başka şey daha: Kimsenin aklında bir tortu kalmamalıdır, şu anda MİT'le ilgili herkesin kafası karışmıştır. Başbakan ya TBMM'yi ya da Başbakanlık Denetleme Kurulu'nu harekete geçirmeli ve MİT çalışmaları teftiş edilmelidir. Başbakanın kimseye özel bir koruma sağlamadığını, kanunlara ve kurallara bağlılığı her şeyin önünde tuttuğunu göstermesi bakımından da gerekli bir karar olacaktır bu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.