Mukayeseli üstünlükler zamanı
Atletlerimiz bizi gururlandıran dereceler aldılar.
Ben ülkemizde atletizm sporunun bu ölçülerde geliştiğini hiç tahmin etmiyordum.
Demek futbol dışındaki spor dallarına da belirli bir yatırım var ki bu başarılar elde ediliyor. Aslında daha başka bir gerçekle tanıştırdı atletizm yarışması bizi: Türkiye on yıl önce, beş yıl önce ve hatta bir yıl önce böyle bir organizasyon düzenleyemezdi.
Nedeni çok basit, çünkü Türkiye'nin bir kapalı atletizm sahası mevcut değildi.
Şimdi var, hem de dünyanın en iyilerinden birisi.
Türkiye dünyanın en modern statlarını yaptı son yıllarda; en büyük basket sahalarını yaptı.
Ve şimdi de dünya standartlarının üzerinde kapalı bir atletizm sahasını kazandırdı spor dünyamıza.
Bu eserleri kazandıranlara teşekkürler ederiz.
500 ÜNİVERSİTE
İyi bir şey mi bilmiyorum ama takıntı düzeyinde üniversite meraklısı birisiyim ben.
Gittiğim her ülkenin ilk önce en eski üniversitelerini görmek isterim.
Üniversitenin içinde dolaşmak, restorantlarında yemek yemek, bahçede bir ağacın altında veya eski taş merdivenlerde uyuklamak, hele hele kütüphanesini gezebilmek bana bu dünyada pekçok nimetin veremediği lezzeti ve keyfi verir.
Çok seviniyorum ki, Türkiye üniversite konusunda çok bilinçlenmiş görünüyor.
Devlet üniversiteleri kendini geliştiriyor, yenileri kuruluyor; diğer yandan vakıf üniversitelerinin sayısı hızla artıyor.
Çünkü Türkiye büyük oynuyor.
Büyük oynayan bir ülkenin 170 üniversite ile yoluna devam etmesi imkansız.
Türkiye 2023'e kadar en az 500 üniversite sayısına ulaşmalıdır.
ANADOLU'DA BİR DEV
Dün Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ndeydik.
Her zaman benzersiz nezaketine tanık olduğumuz Rektör Prof. Dr. Davut Aydın'ın konuğu olduk. Onun çalışma arkadaşlarını dinledik.
Hani derler ya, küçük dilimi yuttum, aynen öyle.
Türkiye'nin en büyük üniversitesi Anadolu Üniversitesi.
Kendi kendini finanse eden tek üniversite. Bırakın kendi kendini finanse etmeyi, devleti de finanse eden bir üniversite burası.
Her yıl hazineye 500 milyon para aktarıyor. Türkiye'deki pilot ve özellikle hava ulaşım personelinin pek çoğunu bu üniversite yetiştiriyor.
Şimdi sıkı durun, şu aralar Hollywood'tan sonra en büyük film ihracatçısı olduk ya, işte o film ve dizileri yapanların çoğu Anadolu Üniversitesi'nden mezun olmuşlar.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Davut Hoca'yı dinlerken sürekli şaşırıyorsunuz.
Mesela dünyada uluslararası uçuşlara açık tek üniversite hava alanının sahibi Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ymiş.
İnanılır gibi değil, değil mi?
Başka bir şey daha: Hızlı tren ve benzeri ulaşım araçlarının test merkezi yine Anadolu Üniversitesiymiş.
Burada testten geçmeden hiçbir şekilde hiçbir araç kullanılamıyor. Ve üstelik bu tesis şu an da tüm Avrupa'da bir numaraymış.
Rektör Davut Aydın üniversiteyi tüm dünyaya açmış. Projelerini anlatırken yerinde duramayan bir haylaz çocuk gibiydi.
Doğrusu bizleri öyle bir şarj etti ki, bununla epeyce bir idare ederiz herhalde.
Tabii bu arada üniversitenin kaynaklarını peşkeş çekmediği için şehrin bazı haydutları ve onların yerel medyadaki adamları bir süredir Davut Hoca'ya saldırıp duruyorlarmış.
Ama hocanın umurunda bile değil.
Doğrusunu da yapıyor, it ürür kervan yürür.
Mukayeseli bir üstünlüğümüz olarak Anadolu Üniversitesi'yle iftihar ettiğimizi belirtmek istiyorum.
Teşekkürler Davut Hocam!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.