Dün-bugün: PKK ve devlet
Şemdinli'de yaşanan olayın sebeplerini dünkü yazımda aklımın erdiğince anlatmaya çalıştım. Aslında Şemdinli olayında PKK'nın sergilediği bu kafasız ve küstah tavrı PKK'nın kendi varlık tarihi içinde pek çok kereler sergilediğini biliyoruz.
Yeni Şafak'ın PKK'yı çok iyi bilen yazarlarından Murat Aksoy geçen hafta bu örgütün geçmişteki benzer girişimlerini yazdı.
Murat Aksoy'un "PKK'nın erken iktidar hastalığı" adlı makalesinde bize hatırlattığı yakın tarihe bir göz atalım:
"PKK benzer bir girişimi de bundan 20 yıl önce denedi. 18 Ağustos 1992'de Şırnak'ta ayaklanma başlattı. Bölgede Botan-Behdinan Savaş Hükümeti'ni ilan etti, Kürdistan Ulusal Meclisi'ni kurduğunu açıkladı. Savaş uçaklarının ve tankların devreye girmesiyle PKK Şırnak'ta bozguna uğradı ve ağır kayıp verdi."
***
PKK'nın kafasızlıkları bununla da sınırlı değildi geçmişte.
1994 yılında Kuzey Irak'ta Türk ordusuyla cephe savaşına girmeye cüret etti PKK.
1 hafta içerisinde tam 2500 (iki bin beş yüz) elemanını kaybetti.
Bu ahmakça işin başında İmralı'da yatan tosunun kardeşi Osman Öcalan vardı ve bu başarısızlıktan sonra Osman PKK'dan tasfiye edildi. Şimdi Kuzey Irak'ta bakkal dükkanı işletiyor.
Murat Aksoy'un üzerinde pek durmadığı husus şu: PKK bu akıl dışı işlere sadece kafasızlığından veya ideolojik körleşmeden dolayı girmiyor; PKK zaman zaman bölge ülkelerine kendi varlığını kiraya veriyor.
Yani, daha açık yazayım, PKK, o zavallı Kürt çocuklarının kanını satıyor.
O gençleri ölmeleri için gönderiyor araziye; Pazarlık öyle çünkü.
Son Şemdinli olayında Suriye yönetimine taşeronluk yaptığı o kadar belli ki.
Yoksa Türk ordusunun o gençleri imha edeceğini bile bile "Orada kalın, geri dönerseniz biz öldürürüz" derler miydi?
***
Bu kısa tarih ve son gelişmeler ışığında herkesi başka bir mukayeseye davet etmek istiyorum.
1992'de Şırnak'ın içine kadar giren, yerleşen ve güvenlik güçlerinin müdahalesiyle Şırnak'ın yıkılmasına, sivillerin ölmesine neden olan PKK bugün Şemdinli'ye giremiyor.
Kafasındaki oyun planını uygulayamıyor.
Sivil halka bir zarar vermeden imha ediliyorlar.
1992'de ilan ettiği sözde hükümeti ve sözde meclisi bu kez telaffuz dahi edemiyor.
Oysa biliyoruz ki bunlar Şemdinli'ye, sözüm ona, devlet kurmaya gelmişlerdi.
Bütün bunlar Hükümetin demokratik açılım politikalarıyla Türkiye'nin elini çok güçlendirdiğini gösteriyor.
Türkiye bugün terörle mücadele verirken yaptığı her şey meşru bir temele dayanmaktadır.
Bütün dünya görüyor ki Türkiye'nin uzattığı demokrasi elini tutmayanlar, bu ele silahla cevap verenler, anladıkları dilden cevabını alacaklardır.
Dünden daha çok demokrasi...
Dünden daha iyi çalışan bir istihbarat...
Dünden daha akıllı mücadele eden bir güvenlik yapılanması...
Ve sonuçta terörle mücadelede yaşanan başarılar...
Türkiye sağlam gidiyor!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.