Kaçırılan milletvekili olayına "normal" bakmak...
Aslında sıradan, tipik bir PKK terörüdür.
Terör kabul etmemizin sebebi, esasen dokunulmaz olan seçilmiş bir milletvekilini kaçırarak, halkın iradesine küfretmiş olmasıdır.
Yoksa bu eylem, milletvekilinin serbest bırakıldıktan sonra anlattıklarından da anlıyoruz ki aslında PKK'nın PİAR olarak düşündüğü bir eylemdir.
Son dönemlerde Güneydoğu'da arka arkaya darbeler yiyen PKK, bir bakıma kudret gösterisi yapıyor milletvekili kaçırarak.
Üstelik Kandil'den gelen bir emirle yaptıkları anlaşılıyor.
Sonra ne oldu da bıraktılar Hüseyin Aygün'ü?
Bence yaptıkları işin her geçen saniye kendi aleyhlerine sonuç verdiğini gördüler ve hemen serbest bıraktılar.
Nitekim görülecektir ki ilk mahalli seçimlerde PKK Tunceli Belediye Başkanlığını kaybedecektir.
***
Diğer yandan, kaçırılan milletvekili Hüseyin Aygün'ü imalı bir dille suçlayanları da çok münasebetsizce bir iş yaptıkları için kınıyorum.
Hüseyin Aygün militan sol gelenekten gelen birisi. Bazı hiç katılmadığım tuhaf fikirleri var ama düşündüğünü söyleyen, açık yürekli bir insan. Her şey bir tarafa bu insanın bir eşi ve çocukları var. PKK ile neden bir oyunun içine girsin?
Kaldı ki Hüseyin Aygün öyle PKK'ya filan da pabuç bırakacak cinsten bir siyasetçi değil. Zira PKK için söylediği sözler, yaptığı ağır eleştiriler ortada. Zaten PKK hem kendi PİAR'ını yapmak için hem de Hüseyin Aygün gibi etkili bölge siyaseti yapan birinin kulağını çekmek için yaptı bu eylemi.
Belli ki Kandil'de oturan terör ağaları CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'den rahatsızlar.
Ancak şu gerçeği bir kez daha tespit edelim: Hüseyin Aygün'ün bu kadar kısa zamanda serbest bırakılmasının sebebi ne PKK'nın vicdanıdır, ne CHP'dir ne de BDP'dir.
Doğrudan doğruya kamuoyunun olay karşısında duyduğu nefret ve gösterdiği tepkidir.
En başta da Tunceliler'in tepkisi tabii.
***
Diğer taraftan Hüseyin Aygün'ün serbest bırakıldıktan sonra söyledikleri üzerinde durmak gerekir.
Hüseyin Aygün'ü olayın oluş şekli ve dağda kaldığı iki gün boyunca yaşadıkları konusundaki sözlerinden dolayı eleştirenler oldu.
PKK'lılar için kullandığı "arkadaşlar" gibi ifadeler, CHP'li Kamer Genç'i bile bir ölçüde rahatsız etti.
Ancak Hüseyin Aygün'ün bu dikkatini anlamak gerekiyor. Zira Hüseyin Aygün herhangi bir milletvekili değil, ideolojik ve örgütsel donanımı olan birisi. Belli ki dağda yeni bir durum gördü ve "buradan bir misyon çıkarabilir miyim?" diye düşünüyor.
"Arkadaşlar bir an önce dağdan inmek, normal insanlar gibi yaşamak istiyorlar. 18-25 yaşlarındaki gençlerde ben bu isteği gördüm ve benden yardım istediler" diyor Hüseyin Aygün. Bence bu sözler ve dağdaki gözlemler çok önemli. Bunun üzerinde durmak gerekiyor, zira bu örgütte bir umutsuzluğa işaret ediyor. Hatta daha ötesi, profesyonelleşmiş ve bir terör esnaflığına dönüşmüş olan PKK'nın içindeki gençlerin kendi durumlarını sorguladığını gösteriyor bu izlenimler.
Hüseyin Aygün'e geçmiş olsun, umarım PKK'nın yaptığı bu ahmakça eylemden Türkiye için hayırlı bir sonuç çıkar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.