İki gündür Berlin'deyiz.
Berlin'in dünyaca ünlü fuar merkezinde düzenlenen Innotrans Yüksek Hızlı Tren Fuarı'nı izliyoruz.
Gözlemlerimizi daha sonra yazacağız, ancak şunu hemen ifade etmeliyim ki burada gördüklerimizden gurur duyduk.
Yüksek teknoloji ürünlerinin sergilendiği bir fuarda onlarca Türk firması stant açmış.
TCDD aynı şekilde kendi standını kurmuş ve fuarın ilgi odağı olmuş.
TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman bir diplomat gibi dünya devi şirketlerin başkanlarına Türkiye'yi anlatıyor ve onlardan gelen işbirliği önerilerine cevap veriyor.
Buradaki tabloyu keşke herkes görebilse.
+++
Berlin'de gördüğümüz tablo çağ atlamış bir Türkiye tablosu.
Fakat ne yazık ki Türkiye'den gelen haberler tüm Türk heyetinin neşesini yerle bir etti.
Bingöl'de şehit düşen askerlerimiz buradaki gurur tablosunu perdeledi.
İnsan bir ikilemin içine giriyor birden: Bir yanda gelişmiş bir ülkenin vatandaşı olma hissi, diğer yanda etnik eşkiyalığın paçasından tutup aşağılara çektiği bir ülke görüntüsü.
Bunun hangisi gerçek peki?
Gözümüzle gördük Berlin'de, şüphe yok ki birincisi gerçek.
İkincisi: Türkiye'nin ürettiği bir şey değil, orada başka eller devrede. Ve artık biliyoruz ki gerçek Türkiye'den duyulan rahatsızlığın eseri bu iş.
O zaman şunu bilmemiz gerekiyor: Bu savaş aynı zamanda gerçek Türkiye ile bu Türkiye'nin düşmanları arasında süren bir savaş.
***
Öyleyse ne yapmak gerekiyor?
Bu saldırı karşısında nasıl bir duruş en doğru duruştur?
Benim önerilerim 3 maddeden ibaret:
Birincisi: Silahla terör bitmez lafı yanlışlığı kanıtlanmış kötü bir laftır. Hayır, terör silahla biter; teröristi yok edeceksin, bu kadar basit.
Şehit vermek mi, vereceğiz!
Bu vatanda şehitlerin yüzü suyu hürmetine yaşamıyor muyuz hala?
Teröristi yok edeceksin, idam cezasını geçici olarak geri getireceksin.
İkincisi: Bunları yaparken demokrasiden de zerrece sapmayacaksın. Kürt vatandaşlarımız nasıl yaşamak isterlerse öyle yaşamalılar. Ancak, bu ülkeye PKK bu kadar zarar verirken arpacı kumrusu gibi sessizce bekleyen Kürt'e yaptığı şeyin bir tür vatan hainliği olduğu hatırlatılmalıdır.
Üçüncüsü: Sabırdır; sabır, milli bir sabır.
Allah bu milletin düşmanlarının hep belasını vermiştir gene öyle olacaktır.
