Hüseyin Kocabıyık

Askere kim düşman?

Dün bir televizyonda, dürüstlüğüne ve gazeteciliğine çok itimat ettiğim Mehmet Baransu ile yılların, kimine göre efsane, kimine göre araştırmacı, kimine göre de bu sıfatların hiçbirini hak etmeyen gazetecisi Uğur Dündar tartışıyordu.
Uğur Dündar çok öfkeliydi ve meslektaşına açıkça hakaret ediyordu. Hakaret etmekte değil ama kızmakta da sanırım biraz haklıydı. Baransu, "Uğur Dündar geçmişte Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın askerliği konusunda belge elde etti ama bunu haber yapmadı" diye eleştiriyordu. Uğur Dündar'ın buna gelinceye kadar haber yapmadığı neler var neler, bu bir tarafa, ancak bir gerçek var: Bir gazeteci istediği haberi çalışır, istediğini çalışmaz. Bu başkalarının hesabını sorabileceği bir husus değildir. Kaldı ki, bu meselede de Uğur Dündar söz konusu habere katkısını yapmış ve bu da toplumun bilgisine aksetmiştir. Yani Mehmet Baransu bu konuda haklı değil.
***
Yalnız, bu tartışmada beni çok rahatsız eden klasik bir Uğur Dündar davranışına tanık oldum ki, bir iki şey yazmadan rahat edemeyeceğim. Uğur Dündar fırkasına dahil bulunan ve 40 yıldır bu ülkenin yarı gerçek yarı sahte kahramanları olmuş olanların maalesef demokrasiyle ünsiyetleri sözden öteye gitmez. O nedenle, her vakit darbeci zihniyetle "rızaya dayalı" bir ittifak ilişkisi içerisinde olmuşlardır. İşlerine gelmediği bir durum olursa veya canına okumaya karar verdikleri birinin üzerine gideceklerse onu hemen "asker düşmanlığı" ile suçlayıverirler. İlginçtir, bu kişilerin asker düşmanlığı ile suçladıkları kişiler arasında mesela PKK'lılar, BDP'liler veya komünistlikten "mürtet" liberaller pek bulunmaz, genellikle "asker düşmanı" diye yaftaladıkları kimseler demokrasi mücadelesi verenlerdir.
Bir o kadar da ilginç olan durum şudur: Asker düşmanı diye nitelendirdikleri kişiler tüm objektif kriterlere uyacak biçimde, mesela Uğur Dündar'dan daha da çok ve samimi asker severdir.
Bu satırları dünkü o televizyon programında Mehmet Baransu'yu "asker düşmanı" diye nitelendirmesinden dolayı yazıyorum.
Bu konularda bir bilirkişi olarak buradan açıklıyorum ki, gazeteci Mehmet Baransu, gazeteci, bir diğer söyleyişe göre efsane gazeteci Uğur Dündar'dan bin kat daha asker sever biridir.
***
"Bunu nerden biliyorsun, elinde bir ölçü mü var?" sorusunu bekliyorum ve bana sorulmuş kabul ediyorum.
Cevabım şudur: Biliyorum, çünkü herkesin yazıp çizdiği ortada. Evet, Mehmet Baransu bu ülkede darbeci askerlerin ve Genelkurmay içinde yuvalanmış darbeci zihniyetin ipliğini pazara çıkaran adamdır. Patronu Ahmet Altan sadece Baransu'yu sömüren bir sahte demokrattır. O Mehmet Baransu ki, bir tek yazısında ve konuşmasında dahi ordumuz için, Genelkurmay başkanları için haksız bir söz etmemiştir, ağzından gazetecilik defansı dışında, düşmanlık olarak değerlendirilebilecek tek kelime çıkmamıştır. Ben böyle bir şeye şahit olmadım.
Ama ya Baransu'yu "asker düşmanı" olmakla itham eden Uğur Dündar?
Devirler değişince efsane gazetecinin asker konusundaki görüşleri de değişime uğramış besbelli.
Biliyoruz ki bu beyler, bu fırka müntesipleri demokrasiye sadakat gösteren askeri değil, darbe yapmaya müheyya askeri seviyorlar.
İşte 22 Haziran 2012 tarihli Sözcü adlı gazetede yazdığı ve Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e içinde hakaret, aşağılama, alaya alma gibi küçültücü satırların olduğu yazı:
"Peki, Necdet Özel Bey'e bakınca aklıma niçin Doğan Güreş geliyor.
Bilemiyorum.
Silivri'ye, Hasdal'a sırtını dönüp, suçları henüz kesinleşmemiş silah arkadaşlarını unuttuğu için mi?..."
Necdet Özel "Bey", değil mi?
Alın o yazıdan bir paragraf daha size:
"Silah arkadaşlarına Necdet Bey'i soruyorum.
İyi insandır, iyi bir emir subayıdır!" diyorlar.
Ama yine de Necdet Bey'in resmine bakınca aklıma niçin Doğan paşa geliyor, bir türlü çözemiyorum!"
"İyi bir emir subayı"ymış Özel Paşa...
Genelkurmay Başkanı sadece Başbakan'dan ve Cumhurbaşkanı'ndan emir aldığına göre, varın siz anlayın bu kafanın arkasındaki demokrasiden zerre kadar nasibini almamış çarpık zihniyeti.
Üstelik, aynı yazıda Doğan Güreş Paşa'ya atıfta bulunarak ve Necdet Özel Paşa'yı Doğan Güreş'le eşleyerek kendisini ele vermiyor mu...
Demokrasiye sahip çıktığı için "etek" giydirdikleri Doğan Paşa'yı seçilmişlerin üstünlüğünü dile getirmek için söylediği "Başbakan 'tak' emrediyor, ben 'şak' yapıyorum" sözünden dolayı alaya almıyor mu...
İnsan acıyor bu adamlara.
Bilmiyorlar ki Doğan Güreş o sözü söylediği için hep onurlu ve saygın bir adam olarak hatırlanacak, bu kişilerin ise unutulup gitmelerine, artık isimlerinin başına yerleşmiş kötü sıfatları bile mani olamayacak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.