• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Amerikan devrimi devam ediyor

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07 Kasım 2012, 19:22
2008 yılının Kasım ayında yapılan seçimlerde ABD başkanlığına Müslüman ismi taşına Hüseyin Barack Obama'nın seçilmesi başlı başına bir devrimdi. Babası Müslüman, kendisinin Müslüman olduğuna dair yaygın dedikodular olan bir siyahi siyasetçi tarihinin büyük bölümü ırkçılıkla geçmiş bir süper devlete başkan seçiliyordu. Üstelik ırkçılığın hala pasif bir düzeyde devam ettiği Amerika'da oluyordu bu müthiş olay.
Ben Obama'nın başkan seçilmesini, ABD'nin ve Amerikalıların, Bush döneminin üzerilerine giydirdiği kötü imajdan kurtulmak için geliştirdikleri akıllı ve radikal bir PİAR çalışması olarak görmüşümdür her zaman.
Bu bir bakıma da başarılı olmuştur, zira ABD'nin Obama dönemiyle birlikte küresel imajında eskiye göre gözle görülür bir düzelme olduğu söylenebilir.
***
Obama 2009 yılında başkanlık koltuğuna oturur oturmaz dünya ile aktif bir iletişime geçti. Önce Türkiye'ye geldi, hem Türkiye ile "model ortaklık" adını verdiği yeni bir dönemi başlattı, hem de buradan tüm İslam dünyasına belli mesajlar verdi. Ardında Mısır'a gitti ve orada da etkili konuşmalar yaptı, yeni dönemin parametrelerinin altını çizdi.
Obama'ya göre Amerika küresel barış ve diyalog kapılarını hep açık tutacaktı. İslam dünyasının değerlerine saygı duymayı önemsediğini belirtecekti. Bunlar hep ABD'nin bozulmuş imajını düzeltmeye dönük çalışmalardı.
Nitekim kısmen bu sözlerinin gereğini yaptı; mesela Arap baharına doğrudan müdahaleden kaçındı. Seçim sürecince rakibi Romney'in çok eleştirdiği "geriden liderlik" stratejisini başarıyla uyguladı, Irak'tan ABD askerlerini çekerek ABD'nin "demokrasi ihracı" ve "devlet inşası" siyasetini bıraktığını gösterdi. Nitekim Suriye krizine dönük ABD ilgisizliği herhalde bu Obama politikaları ile ancak izah edilebilir.
Sonuçta Obama'yı dünya da tanıdı ABD halkı da tanıdı. Dünya Obama'yı sevdi ama yeterince başarılı görmedi, görmüyor. Aynı şekilde Amerikan halkı da, bir yandan Obama'yı sevdi fakat yeterince başarılı bulmadığını son seçimde verdiği oylarla gösterdi. Seçim sonuçları bize gösteriyor ki Obama'nın karşısında daha parlak bir Cumhuriyetçi aday olsaymış, Obama'nın kazanma şansı çok azalırmış.
***
Bu seçim üç şeyi görmemi sağladı: Birincisi, halkların oy verme davranışlarını belirleyen şey ekonomik çıkarları. Nitekim Obama'yı her şeye rağmen yeniden seçtiren neden, yürüttüğü ve senatodan geçirttiği yeni sağlık sigortası. Obama'nın sağlık sigortasının da bizim hükümetin uyguladığı ve onlardan önce hayata geçirdiği sağlık politikasının bir benzeri olduğunu hatırlatalım.
İkincisi, halklar macera istemiyor, savaş istemiyor, istikrar istiyor. Obama, Romney'e göre bu beklentileri daha fazla temsil ettiği için kazandı.
ABD seçimlerinin bana gösterdiği üçüncü önemli gerçek şu: Başkanlık sistemi parlamenter sistemden daha güçlü ve daha az problem üreten bir sistem. Kesinlikle Türkiye bu sistemi tartışmaya devam etmeli. Çünkü örneğin, ABD seçimlerinde ortaya çıkan oy tablosu bizim seçimlerde çıkmış olsa, ortaya ya bir kriz ve istikrarsızlık dönemi çıkar ya da en iyi ihtimalle bir koalisyon yönetimi çıkar.
Oysa Başkan Obama az bir farkla seçimi almasına rağmen yarından itibaren hiç kimse onun siyasi temsil gücünü ve kudretini tartışmayacaktır. ABD başkanlık ve seçim sistemi rakipler arasındaki farka bakmadan meşruiyet üretmiştir. Bu da başkanlık sisteminin güçlü taraflarından birisidir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.