Dün, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, eğitime gönül vermiş tüm öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü kutluyorum.
Öğretmenlerimiz, başımızın tacıdır. Onlar, yeni nesillerin yetiştirilmesinde, geleceğin şekillendirilmesinde ve bireylerin nitelikli bir karaktere sahip olmasında çok büyük role sahiptir.
Bu bağlamda, öğretmenlerimizin donanımlı olması, çağın gerekliliklerine adapte olması ve değişen koşullar çerçevesinde evlatlarımızı yetiştirmesi büyük önem taşımaktadır.
Ancak öğretmenlerimizin bu beklentileri karşılayabilmeleri için kişisel çabalarının yanı sıra devletimizin de gelişim imkanları sunması gerekmektedir.
Eğitim güçtür. Bir toplumun refah içinde olması ve kalkınan bir ülke olmanın yolu eğitime bağlıdır. Eğitim, hem bireysel çaba hem de sistematik bir yaklaşımı gerektirir. Bugün dünyada öncü işler yapan kişi ve kurumlar, üretimin bilgiden yani eğitimden geçtiğine inanmaktadır. Eğitim, liyakattır, ehliyettir, objektifliktir ve karşılığını karşılıksız bir şekilde misliyle vermektedir. Siyasi, ekonomik, sosyolojik açıdan bakıldığında dünya, büyük bir kırılma döneminden geçmektedir.
İçinde bulunduğumuz süreç, çok farklı dinamikleri bir arada barındırmaktadır.
Toplumsal beklentilerin değiştiği, iş modellerinin yeniden şekillendiği, dijitalleşmenin hızla ilerlediği ve tüm bunlara rağmen sıcak ve soğuk savaşların da yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.
Bugün pek şey eskiye nazaran daha zor, ancak bir o kadar da fırsatlarla dolu.
HERKES İÇİN ŞART
Türkiye'ye kuşbakışı bakıldığında, ve SWOT analizi yapıldığında fırsatlar ülkesi olduğumuzu görüyoruz. Ancak bu fırsatları değerlendirebilmek için eğitime yatırım yapmamız gerekiyor. Çünku eğitim, her işin anahtarıdır. Tıp, savunma sanayii, tarım, tekstil, turizm, teknoloji vb. tüm sektörlerde inivasyon yapmak ve katma değer sağlayabilmek yani neyi hedefliyorsak başarının yolu eğitimdir. İnsan bilgi sayesinde üretir. Bu nedenle, başta gençlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bilgiye ulaşmak 21.yuzyıl şartlarında artık çok kolay. Kişi isterse birçok alanda kendisini geliştirebilir.
Ülkemizi ileri taşıyacak olan sizlersiniz. Türk gencine üretmek, gelişmek ve ileri gitmek yakışır. Günümüzde, çevrim içi ve yüz yüze birçok platformda harika eğitimler sunulmaktadır.
Bu eğitimlerden faydalananlar, iş bulma sürecinde olduğu gibi hayatın her alanında öne çıkmaktadır.
Diğer taraftan, çalışma hayatı açısından baktığımızda, kamu ve özel sektörün sürekli gelişim ilkesi doğrultusunda, çalışanlarının iş performansını artırmak ve yaratıcılıklarını geliştirmek için kurumsal ve kişisel gelişim eğitimlerine yatırım yapması son derece önemlidir. Alanında lider olan şirketler, bu felsefeyle çalışanlarını geliştirmekte ve başarı ile karşılığını almaktadır. Ancak bazı kurumlar eğitime gereken önemi vermediği gibi bazı kurumlar ise kriz dönemlerinde öncelikle eğitim bütçelerini kaldırmaktadır. Buradan tasarruf olmaz. Oysa eğitim tasarruf değil bir yatırımdır. Rekabetin yoğun yaşandığı günümüzde eğitime odaklanan kurumların karlılıkları, hizmet kalitesi ve marka değeri artmaktadır. Calvin Coleridge'nin dediği gibi "Eğitim görmüş bir kimsede ilk göze çarpan şey kafasının metotlu çalışmasıdır"
Bu nedenle kriz dönemlerinde çalışanlara daha çok eğitim aldırmak, zorluklarla baş etmek için çok daha etkilidir.
Eğitim herkes için şarttır. Eğitimden mahrum kalan bireyler, tıpkı su verilmemiş bir bitki gibi zamanla kurumaya mahkumdur.
