Leyla'ya bel bağlama...
Bu böyleyken açlık grevi yapıyor.
Neden?
Nedeni hakkında kafa yormaya gerek yok, bu kadın Kürtçü bölücülüğün militanlarından biridir. KCK'lılar nereden talimat almışsa, o da oradan talimat aldı.
Üstelik bu davranışıyla kendisine kapılarını açan, dinleyen, dostça davranan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı da nasıl istismar ettiği ortaya çıktı.
Bu köşeden herkese, başta da, var mı yok mu bilemediğim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı beyefendiye sesleniyorum:
Leyla Zana ve diğerlerinin yaptığı açlık grevi eylemleri terörist bir faaliyettir.
Sadece bizim hukuk sistemimize göre değil, Venedik kriterlerine göre de bu eylemi yapanların içinde bulunduğu siyasi parti kapatılır.
O nedenle, yetkilileri hukuk devleti sorumluluğu içinde, siyaset değil, görev yapmaya davet ediyorum.
***
2 Temmuz 2012 tarihli köşemde yazdığım "Zana'yla görüşmek" başlıklı yazımda Başbakan'ın Leyla Zana'yla görüşmesini eleştirmiş ve yazımı şu cümlelerle bitirmiştim.
"Bu işlere Başbakan'ı alet edenlere bir çift laf benden:
Müzakereler sürsün, silahlar sussun mu istiyorsunuz?
Öyleyse bu tür fırıldak kadınlara filan Başbakan'ı kullandırmayacaksınız, adam gibi terörle mücadele edeceksiniz.
Bu işin bir irade savaşı olduğunu hala öğrenememişseniz, başımız belada demektir.
Leyla Zana üzerinden PKK'yı böleceğinizi sanıyorsanız, 30 senedir yapılan mücadeleden de bir şey anlamamışsınız demektir ki bu da ayrıca ürkütücüdür."
Ben böyle yazdım diye hükümet içinde görev yapan ve benim de sevip itibar ettiğim arkadaşlarım bana biraz sitem etmişlerdi. Ferasetlerine güvendiğim bu insanlardan böyle bir tepki alınca "Acaba ben mi yanlış, önyargılı ve sınırlı düşünüyorum" diye doğrusu kendimi bir muhasebeye çekmiştim.
Ama zaman her olayın sağlamasını en iyi biçimde yapıyor. Bana yazımdan dolayı sitem eden arkadaşlar romantik duygularının kurbanı olmuşlardır. İşte Leyla Zana, Apo "beni rahatlatın" talimatı verdiği ve PKK dağda imha edildiği için açlık grevi eylemi yapıyor. O benim akıllı ama erken kifayet duygusu ile malul arkadaşlarım haklı olsalardı, Zana şimdi Kürt meselesini iyice çıkmaza sokacak olan bu eylemleri durdurmaya çalışıyor olurdu.
***
Esasen söylemek istediğim şudur:
Hükümet ve Başbakan Erdoğan bana göre terörle mücadelede çok doğru bir yolda ilerlemektedir.
Hem demokrasiden zerre kadar ayrılmıyor hem de terörle ve teröristle çelik gibi bir irade ile mücadele ediyorlar.
Devletin tepesinde onlarca yıldır hasret kaldığımız bir mutabakat ve işbirliği yaşanıyor.
Hükümet askerine güveniyor, asker hükümetine.
Genelkurmay Başkanı mesaisinin çoğunu Güneydoğu'da geçiriyor, kuvvet komutanları Mehmetçikle omuz omuza çatışma bölgesinde.
PKK çakalları dağıtılıyor.
Kürt sorununun da, terör sorununun da çözümü buradaki kararlılıktadır.
Devlet hayatında romantizme yer yok!
Leyla'ya bel bağlarsan Mecnun olursun!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.