1994 yılında o günün BDP'si olan HEP'lilerin dokunulmazlığının kaldırılması çok tartışıldı.
Pek çok çevre, HEP'lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasının vahim bir hata olduğunu söyledi durdu.
Ben hiçbir zaman bu görüşte olmadım; çünkü parlamento çatısı altında durmadan kışkırtıcı eylemler yapan ve PKK terörizmini meşrulaştırmak için konumlarını kullanan insanlar yasalar önünde açıkça suç işliyorlardı.
Bu insanlar o gün fikirlerini özgürce söyledikleri için değil, terörü övdükleri ve terör örgütünü TBMM'ne legal bir siyasi parti gibi taşıdıkları için milletvekili dokunulmazlılarından mahrum bırakıldılar.
Bu hukukun talebiydi ve nitekim mahkemeler bu insanların hepsini mahkum etti.
***
1994'de yaşanan olayın kendisi yanlış değildi, yanlış olan dokunulmazlığı kaldırılan HEP'li milletvekillerinin Meclis'ten polis marifetiyle götürülüş biçimiydi.
Kafalarından bastırılarak adi suçlular gibi polis arabasına sokulan HEP'lilere yapılan muamele o günün eksik demokrasi şartlarında dahi Türkiye'ye yakışmadı.
Nitekim kolluk kuvvetlerinin bu yanlış tutumu suçlu oldukları açık seçik belli olan bu insanları birer mağdur! haline getirmiştir ve 18 yıldır da bu mağduriyet! tartışılır durur.
18 yıl önce HEP'lilerin yaptıkları eylemlerin katmerlisini bugün aynı bölücü çizginin devamı olan BDP yapıyor.
Bu parti bildiğimiz anlamda bir parti değil. Açık bir şekilde terör örgütünün siyasi kolu olarak faaliyet gösteriyorlar.
Toplumdaki gerginlikleri derinleştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Terörü övüyorlar ve destekliyorlar.
Terör örgütünün verdiği görevleri eksiksiz yapıyorlar.
Kanun nizam taktıkları yok.
BDP milletvekillerinin ettikleri milletvekili yeminine her nefes alış verişlerinde ihanet ettikleri herkesin gözü önünde yaşanan bir olay.
Üstelik bunları "Türkler bize muhtaç, ne BDP'yi kapatabilirler ne de bize bir şey yapabilirler" düşüncesiyle yapıyorlar.
Durmadan Hükümeti ve TBMM'ni tehdit ediyorlar.
Ama bölücüler işi terbiyesizlik boyutunun da ötesine, suç boyutuna çoktan taşıdılar.
Polis dövmeye, polise hakaret etmeye, kanunlara açıkça karşı gelmeye, devlet otoritesine karşı gelmeye kadar vardırdılar.
Bu milletten bu ülkeyi yönetmek için yetki almış olan Başbakan sonunda dayanamadı ve bunların "dokunulmazlıkları kalkacak" dedi.
Yüzde yüz doğru bir karar bu.
TBMM derhal gereğini yapmalıdır ve bu insanların yargı önünde yaptıkları yasa dışı eylemlerin hesabını vermelerinin önü açılmalıdır.
***
Her zaman söylediğimiz tekrarlayalım:
Demokrasilerde herkes her istediğini yapamaz. Demokrasi bir kurallar ve kurumlar düzenidir. Görüşlerinizi serbestçe ifade edebilirsiniz; nitekim BDP'lilerin ifade edemedikleri herhangi bir görüş yok. Ama demokrasilerde insan öldürenleri, siyaset kanalları işliyorken devlet otoritesine silahla boyun eğdirmeye çalışanları hoş gören bir anlayışa asla yer yok.
BDP'liler ayrı devlet kurmayı, bölücülüğü savunabilir ama terör örgütünün katliamlarını teşvik edemez, örgüte lojistik sağlayamaz. Bunu yaptıkları an da demokrasi kendi güvenlik sistemlerini harekete geçirir ki bu sistem hukuktur.
Türkiye'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasından zarar göreceğine dair yorumlar safsatadır ve hiçbir geçerliliği yoktur.
Bu konuda kafası karışık olanlar Venedik kriterlerini açsınlar okusunlar.