Hangi Türkiye

Kimilerine göre Türkiye'de işler hiç iyi gitmiyor.
Kürt meselesinden dolayı bölünme noktasına geldiğimize inanan pekçok kişi var.
Ekonomide hergün yenisiyle karşılaştığımız başarılar ne olursa olsun bir felaket beklentisi daima canlı tutuluyor.
Türkiye'nin otoriter bir yönetim altında yaşadığına, mahkemelerin zulümlerin ve dramların merkezi haline geldiğine inananların sayısı dünden daha çok.
Gazetelerde ve televizyonlarda bu görüşleri seslendiren insanları gördükçe hayret etmekten kendimizi alamıyoruz.
Muhtemelen bu görüş sahipleri söyledikleri şeylerin doğruluğuna inanıyorlar. Yani sadece muhalefet etme saikiyle yapmıyorlar bizi şaşırtan bu yorumları. Bütün bu kanatların arkasında belli kabuller, belli bir enformasyon mevcut.
***
Bir de bizim gibi çok doküman inceleyen, gününün belli bir kısmını internet başında rakamları anlamaya harcayan insanların algıladığı bir Türkiye var orta yerde.
Üstelik somut bir Türkiye var.
Rakamların dün ve bugün mukayesesinden ortaya çıkan o çok parlak Türkiye'den söz etmeyeceğim bugün.
Ülkeleri değerlendirirken son derece acımasız olan yabancıların son günlerde yaptıkları Türkiye yorumlarından birkaçını hatırlatacağım:
ABD'nin çok ünlü dergilerinden Foreing Policy Dergisi'nin yaptığı Türkiye analizi mesela. "Sessizce ilerleyen" bir Türkiye'den bahsediyor dergi. Çevresinde giderek etkinleşen, özgünleşen bir Türkiye. Derginin yaptığı Türkiye değerlendirmesi o kadar övücü ki buraya alıp almamaya tereddüt ettim.
Bir başka örnek: Mesela sabah akşam Türkiye kötülemesi yapan yerli yorumcular ne kadar tanırlar bilmem ama dünyada German Marshall Fund diye bir kuruluş var. Büyük kaynakları var ve dünyanın belli bölgelerinde araştırma yaparlar. Kimsenin hatırı için de bir tek fazladan kelime sarf etmez GMF.
Dün gazetelere yansıdı, çok ilginç bir Türkiye analizi yaptı GMF. Söylediği çok açık, "Türkiye dünyada düzeni değiştirecek dört ülkeden birisi" diyor.
Bu bir temenni değil, bir öngörü dahi değil; ekonomik, sosyal, siyasi, diplomatik, askeri verilerden hareketle bir tespitte bulunuyor ve dünyayı gelmekte olan bir gücün varlığından haberdar ediyor GMF.
***
Bu yazıyı yazarken önümde IMF, Dünya Bankası, OECD gibi uluslararası kuruluşların ve çeşitli düşünce kuruluşlarının Türkiye'nin bölgesel ve küresel başarılarını öven raporları duruyor.
Kendi kendime şu soruyu sordum: Bu kadar yabancı kurum ve kuruluş Türkiye hakkında bu denli iri yalanlar söylüyor olabilir mi?
Söylüyorlarsa niye söylüyorlar, ne çıkarları var?
Bizim yerli yorumcular yalan söylemediklerine, diğer bir ifadeyle inandıklarını söylediklerine göre, bu kadar bilgi açığı nereden kaynaklanıyor?
Ben kafamda oluştuğunu söylediğim soruların cevabını biliyorum aslında. Herkes bu soruları kendine sorsun diye buraya yazıyorum.
Çünkü bu sorular sorulur ve salim bir akılla cevapları aranırsa bir takım insanların bilerek veya bilmeyerek ülkemize ne kadar haksızlık ettikleri ortaya çıkar.
Hem kendimize zulm etmekten hem de vatanımız Türkiye'ye haksızlık etmekten kurtuluruz.