Mağara adamları ve yükselen Türkiye
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) benim her zaman çok beğendiğim bir üniversite olmuştur. Bu üniversiteyi merhum Menderes'in kurmuş olması ayrıca önemlidir benim için. Bilim alanında, tüm eksikliklerine rağmen, dünya ile dalga boyu giden bir üniversitedir. Amerikan üniversitelerinde görüp de hayran kaldığımız her şey ODTÜ de vardır. Güzel bir kampus, özgürlük ortamı, güçlü bilim eğitimi...
Bu nedenlerle kurulduğu günden bu yana, her meslek grubunda ODTÜ mezunları hep tercih edilen insanlar olmuşlardır.
Ama maalesef ODTÜ'nün bir de hasta ve karanlık yüzü var ki, onlarca yıldır içine girmiş olan o pis virüsten bir türlü kurtulamamıştır. Bu virüsün adı sapkın ve ilkel komünist soldur. ODTÜ'nün onurlu, vatansever solcularını elbette tenzih ediyorum, esasen ben bu üniversiteye hiç yakışmayan ama bünyesinde de hep kendini gösteren, üniversitenin imajını yerle bir eden bir ilkel topluluktan söz ediyorum.
Sanki tarih öncesinden kalma mağara adamı bunlar.
***
İddiamı doğrulayan bir örnek olay yaşadık geçtiğimiz salı ODTÜ'de.
Türkiye uzaya Göktürk-2 uydusunu gönderdi. Bu uydunun önemi şurada: Bir kere, şu anda dünyada kullanılan en üst seviye bir teknolojiyi içeriyor uydu. Daha heyecan verici yanı, bu uydunun yüzde 80'i yerli yapım. Muhtemeldir ki mühendislerinin çoğu da ODTÜ'lü. Ve daha da önemli bir husus: Bize dünyayı bir bütün olarak kontrol etme imkanı tanıyacak bir uydu bu. Çevrenin korunması bakımından müthiş bir enformasyon sağlayacak mesela.
İşte Başbakan Erdoğan'ın sözleri:
"Ormanlarımızı, sahillerimizi, deniz kirliliklerini, kentsel gelişimi, kaçak yapılaşmayı Göktürk-2 uydusuyla daha kolay takip edebileceğiz."
Başbakan devam ediyor: "En önemlisi TSK'nın keşif ve gözetleme ihtiyacını bu uydumuzla çok daha net bir şekilde karşılamış olacağız."
Yani terörle daha etkin mücadeleye de katkısı olacağını söylemek istiyor Başbakan.
Ülkenin Başbakan'ı, Meclis Başkanı, bilim adamlarımız ve milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ağlamamak için kendilerini zor tutuyorlar.
Türkiye bugün uzay rekabetinin içine fiili olarak girmiş bir ülkedir artık.
Bundan daha onur verici ne olabilir?
***
Hepimiz bu tarihi anı gururla yaşarken bu gelişmeden rahatsız olan iki kesim vardı: Biri İsrail devleti, diğeri de ODTÜ'nün sapkınları.
Göktük-2'nin uzaya fırlatılmasını izlemek için gelen devlet erkanını protesto ediyorlardı.
Uyduyu protesto ediyorlardı. Kampusü yakıp yıkıyorlar, kudurmuş gibi saldırıyorlardı. Yaptıkları eylemin arkasında bir felsefe, bir dünya görüşü olsa gam yemeyeceğim, ancak karanlık ve Türk düşmanı bir gücün bu fosilleri harekete geçirdiği o kadar belliydi ki, işte bütün bu iğrençlik ODTÜ'de yaşandı salı günü.
Bu ilkel topluluğun taşıdığı pankartı not ettim, şöyle yazıyordu:
"Bilimi satan, emperyalist savaş çığırtkanı Tayyip ODTÜ'den defol!"
Ne demek lazım buna? Belki de gülüp geçmek en iyisi.
Evet, Allah'a binlerce şükür ki bunca sapkına, bunca gericiye, bunca düşmana rağmen, Türkiye sonunda uzay çağının ve rekabetinin içindedir.
Bu nedenlerle kurulduğu günden bu yana, her meslek grubunda ODTÜ mezunları hep tercih edilen insanlar olmuşlardır.
Ama maalesef ODTÜ'nün bir de hasta ve karanlık yüzü var ki, onlarca yıldır içine girmiş olan o pis virüsten bir türlü kurtulamamıştır. Bu virüsün adı sapkın ve ilkel komünist soldur. ODTÜ'nün onurlu, vatansever solcularını elbette tenzih ediyorum, esasen ben bu üniversiteye hiç yakışmayan ama bünyesinde de hep kendini gösteren, üniversitenin imajını yerle bir eden bir ilkel topluluktan söz ediyorum.
Sanki tarih öncesinden kalma mağara adamı bunlar.
***
İddiamı doğrulayan bir örnek olay yaşadık geçtiğimiz salı ODTÜ'de.
Türkiye uzaya Göktürk-2 uydusunu gönderdi. Bu uydunun önemi şurada: Bir kere, şu anda dünyada kullanılan en üst seviye bir teknolojiyi içeriyor uydu. Daha heyecan verici yanı, bu uydunun yüzde 80'i yerli yapım. Muhtemeldir ki mühendislerinin çoğu da ODTÜ'lü. Ve daha da önemli bir husus: Bize dünyayı bir bütün olarak kontrol etme imkanı tanıyacak bir uydu bu. Çevrenin korunması bakımından müthiş bir enformasyon sağlayacak mesela.
İşte Başbakan Erdoğan'ın sözleri:
| Bunca düşmana rağmen, Türkiye sonunda uzay çağının ve rekabetinin içindedir. |
Başbakan devam ediyor: "En önemlisi TSK'nın keşif ve gözetleme ihtiyacını bu uydumuzla çok daha net bir şekilde karşılamış olacağız."
Yani terörle daha etkin mücadeleye de katkısı olacağını söylemek istiyor Başbakan.
Ülkenin Başbakan'ı, Meclis Başkanı, bilim adamlarımız ve milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ağlamamak için kendilerini zor tutuyorlar.
Türkiye bugün uzay rekabetinin içine fiili olarak girmiş bir ülkedir artık.
Bundan daha onur verici ne olabilir?
***
Hepimiz bu tarihi anı gururla yaşarken bu gelişmeden rahatsız olan iki kesim vardı: Biri İsrail devleti, diğeri de ODTÜ'nün sapkınları.
Göktük-2'nin uzaya fırlatılmasını izlemek için gelen devlet erkanını protesto ediyorlardı.
Uyduyu protesto ediyorlardı. Kampusü yakıp yıkıyorlar, kudurmuş gibi saldırıyorlardı. Yaptıkları eylemin arkasında bir felsefe, bir dünya görüşü olsa gam yemeyeceğim, ancak karanlık ve Türk düşmanı bir gücün bu fosilleri harekete geçirdiği o kadar belliydi ki, işte bütün bu iğrençlik ODTÜ'de yaşandı salı günü.
Bu ilkel topluluğun taşıdığı pankartı not ettim, şöyle yazıyordu:
"Bilimi satan, emperyalist savaş çığırtkanı Tayyip ODTÜ'den defol!"
Ne demek lazım buna? Belki de gülüp geçmek en iyisi.
Evet, Allah'a binlerce şükür ki bunca sapkına, bunca gericiye, bunca düşmana rağmen, Türkiye sonunda uzay çağının ve rekabetinin içindedir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.