Yine kötü sınav
Esasen bu açıklamalar ülkemize yapılan düşmanca bir saldırı karşısında farklı dünya görüşlerine sahip partilerin birlik ve beraberlik sergileme anlayışını ifade ediyordu. Bu yönüyle uzunca bir süre hasret kaldığımız bir ortak tutumdu ve çok değerliydi.
***
Ancak ve ne yazık ki aradan daha iki gün geçmeden başta muhalefet olmak üzere herkes tekrar kurt adama dönüşüverdi. Bu yazıyı yazmadan önce grup toplantılarını dinledim. İktidarı ve muhalefetiyle sanki Suriye'deki çatışmaları Meclis çatısı altına taşımak ister gibi bir çabaları vardı. Hükümet sözcüleri, tabii en başta Başbakan, mesela ilk gün muhalefetin gösterdiği olgunluğu ve dayanışma duygularını ön plana çıkarabilir, muhalefete teşekkür edebilirdi. Bu yapılmadı eski defterler karıştırıldı, eski sözler hatırlatıldı, kısaca siyaset yapıldı. Ya muhalefetin yaptığı? Tek kelime ile düşman bombalarıyla ölen insanlarımızın kanları üzerinden yapılan pespaye bir siyasetten başka bir şey değildi. Hem CHP hem de MHP hükümeti ipe sapa gelmez sözlerle topa tuttular ve sanki tam da Beşar Esad namussuzunun hedeflediği şeyi gerçekleştirdiler. Türk siyasetinin içine nifak tohumları serpmeye çalıştılar.
***
Oysa ülkemiz açık bir saldırıya uğramış, burada yapılması gereken ilk gün olduğu gibi bütün dünyaya birlik görüntüsü vermek ve Esad yönetimini lanetlemekti. Mesela, Kılıçdaroğlu şöyle diyemez miydi: "Bu hükümetin Suriye politikasının baştan sona yanlışları vardır, ancak kaybettiğimiz vatandaşlarımızın daha kanı kurumadan hükümeti eleştirmeyi, düşmanın ekmeğine yağ sürmeyi uygun bulmuyorum. Bu eleştirileri yapacağız ama şimdi değil." Bunları söyleseydi CHP siyaseti her çevreden saygı görmez miydi? Aynı şey Başbakan için de geçerli elbette. Muhalefeti suçlamak yerine bu tür provokatif saldırılara karşı birlik içinde olmanın değerini dile getirseydi, en azından bu haftayı da böyle geçirseydi kötü mü olurdu?
Velhasıl yine çok kötü bir sınav verdik. Dünkü grup toplantılarını seyrettiyse katil Esad kıs kıs gülmüştür halimize.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.