Hüseyin Kocabıyık

Gezi Parkı ayaklanması

İlginç bir durumla karşı karşıyayız; Gezi Parkı ayaklanması son on yılın en büyük ve gerçek protestosu olarak tarihe geçti. Bu ayaklanmanın iki boyutu olduğunu düşünüyorum ve onları sizinle paylaşacağım.
Birincisi şu: bu köşede yakın geçmişte altını çize çize yazdım; velayet düzeninin mekanizmaları artık istikrar bozucu ve iktidar indirici eylem üretemediği için bu görevi İstanbul oligarşisinin yönlendirmesiyle DİSK, CHP, İP, Üniversite ve futbol seyircisi yerine getiriyor.
Daha geçenlerde Fenerbahçe stadında seyircinin "hükümet istifa" diye slogan attığını hatırlatalım. Çözüm sürecinin başladığı günün ertesinde üniversitelerde olayların çıkması yine oligarşinin tetiklediği türden eylemler diye düşünülmelidir.
Amaç bellidir: Türkiye'deki istikrar duvarından sızmak, hükümetin oligarşi üstündeki kuşatmasını gevşetmek ve iktidar savaşlarında Ak Parti alternatifi siyasi partilere gelişme fırsatı tanımak.
Kaossa kaos, istikrarsızlıkta istikrarsızlık; istenen bu.
***
Gelelim meselenin diğer boyutuna: yani hükümetin halkı küçümseyin, kendi üzerine kurulan tuzakları hafife alan kibirli tavrına.
1- Hükümet Taksim projesi konusunda açık ve samimi bir profil çizmemiştir.
2- Tepkileri dayatma ile çözebileceğini zannetmiştir.
3- Çevre konusunda duyarsız bir hükümet görüntüsü vermiştir.
4- Polisi aşırı sert kullanmıştır.
5- Olayların başladığı andan itibaren hükümetin hiçbir stratejiye sahip olmadığı belli olmuştur.
6- Hükümetin kitle hareketleri konusunda hiçbir bilgiye sahip olmadığı da ortaya çıkmıştır.
***
Şu yaşanan olayların bir numaralı sorumlusu hükümetin ta kendisidir. Bu eyleme katılan her eylemci benim için saygı değerdir ancak buradan herkese sesleniyorum ki bu eylemin hedefi bu ülkenin birliği bütünlüğü ve istikrarıdır.
O nedenle ben arkasında oligarşinin en karanlık yüzünün olduğunu bile bile bu eylemi görünen gerekçesi ne olursa olsun desteklemem.
İnsanların duyarlılıklarını sömürenlerin derdinin Gezi Parkı'ndaki ağaçlar olmadığını bilelim, zararı yok hükümeti de sonuna kadar eleştirelim ama bu eylemlerle ve bu kışkırtmalarla Türkiye'nin büyümesinin, güçlenmesinin, zenginleşmesinin önüne geçilmeye çalışıldığını görmezden gelmeyelim.
O nedenle "yaşasın istikrar, yaşasın huzur" diyorum!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.