Giriş Tarihi: 26 Mayıs 2013, 20:29
Hükümet içerde ve dışarda çok önemli sorunlarla savaşıyor; bu sorunların altında ezilmiyor, çözmeye veya yönetmeye çalışıyor. Klasik hükümet icraatlarına hiç ara vermiyor; dev ihaleli havaalanları, devasa yollar, hızlı trenler, dünyanın büyük köprülerini yapıyor. Yeni şehirler kuruyor.
Büyük iç sorunlarını çözüyor dedik; Terör sorunu bunların en başında geliyor. Bir an için yandaş veya karşıt hislerinizi bir yana koyün ve düşünün; hangi iktidar terör sorununun çözümünde bu denli bir siyasi risk üstlenebilirdi.
Ya da hangi hükümet Suriye konusunda bedel ödeyeceğini bile bile tüm dünyanın gözü önünde ulusal çıkar yerine ahlaki ilkeleri gözeten bir polika tercihinde bulunabilirdi? Bugün yarım milyon insan Türkiye'nin misafiri olarak ekmeğimizi paylaşıyor. Bu kadar insanın kursağına Türk milletinin ekmeğinin girmesinin tarihi anlamı büyüktür.
***
"Bu hükümet son yarım asrın en başarılı hükümetidir" hükmünü gönül ve vicdan rahatlığı ile verirken yukarıda çok azını verdiğim ölçülerden hareket ediyoruz. Bunlar subjektif ölçüler değil, zaman ve kalite bakımından her yönden mukayese yapabileceğiniz somut gerçekler. Zaten onuncu yılını doldurmuş olan AK Parti'nin zamanın yıpratıcı etkilerinden bu denli korunuyor olmasının başka izahı yok. Unutmayalım ki dünyada halk kadar sağlam değerlendirme ve puanlama yapan bir başka mekanizma yok. AK Parti onuncu yılında hala yüzde ellilik bir düzeydeyse bu durumu tek bir kelime ile özetlemek mümkün: Başarı!
O zaman bu kadar başarılı bir hükümetin alkol yasağından başlamak üzere yaptığı bazı gayretkeş girişimlere ne diyeceğiz. Lafı uzatmadan söyleyeyim: Bu girişimler büyük tarihi başarılarına ihanet etmesi gibi bir şey aslında. Bu girişimler şimdiden toplumun ahengini ve iç istikrarını bozuyor. Sonunda metroda öpüşen gençleri ahlaka davet eden kamu otoritesinin ürkütücü sesi çıkıyor karşımıza... Öpüşen çocukların etlerine giren bıçak çıkıyor sahneye. Böyle mi kalacak sanıyorsunuz; o masum öpücükler yarın örgütlenecekler ve insanların bir kısmı dudaklarını bir silaha dönüştürecekler.
***
Oysa bu hükümet muhafazakarlık ve manevi dünyamızın asırlık açıklarını kapatmak için müthiş işler yaptı. Bugün Kur'an Kerim bütün mekteplerimizde okutulmaya başlandı. Bu çocukların birçoğunun babasının anasının eli değmemiştir kutsal kitabımıza. Bu ülkede inançlı insanlar artık zulüm görmüyor, üstelik kamusal alanda farklı inanç ve yaklaşımlara sahip insanlarla uyum içinde yaşıyorlar.
Şimdi içki yasağı, dizi yasağı, öpüşme yasağı deyip bu altın ahengi bozmaya; insanlara yeniden hastalıklı bir yaşam tarzı savaşının içine itmeye ne gerek var? Bütün özgürlük hayallerimizi gerçekleştiren bir hükümetin yapacağı işler mi bunlar?
Daha şimdiden hükümetin bu tip yaklaşımlarından cesaret alan bazı bürokratların kadın çalışanlara mobing uyguladığını bilmiyor değiliz.
***
1968 Mexico City Olimpiyatları'na kampta hazırlanan o müthiş güreş milli takımının yaşadığı bir olayı anlatayım size: Pehlivanlara tepsiyle baklava gelirmiş. Yanlış hatırlamıyorsam, olimpiyatlarda hep altın madalya alan Mahmut Atalay takma dişlerini gelen baklava tepsisinin üzerine atıverirmiş. Tabii o güzelim baklavadan da kimse yemezmiş. Hükümet bu anekdottan hangi dersi çıkarırsa çıkarsın!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.