Hüseyin Kocabıyık

Yeniden polis zoruyla

Dün sabah saatlerine kadar herkes ne kadar umutlu ve hatta mutlu idi. Gezi Parkı krizi bir çözüme kavuşmuş gibi görünüyordu. Başbakan gerekli tavizleri vermiş, krizi çözmek için müzakereci bir yol izlemiş, taraflarla saatler süren görüşmeler yapmıştı. Geri adım atmaz denilen Başbakan Erdoğan, "Tamam, mesaj alınmıştır" açıklaması bile yapmıştı. Çözüm modeli herkesi tatmin eden cinsten bir modeldi. Mahkeme Gezi Parkı'na itirazı reddetse dahi yine de halkoyuna müracat edilecekti. Umut ve iyimser beklenti sadece bir gece sürdü. Gezi Parkı'ndaki işgalciler dün sabah kararlarını açıkladılar: Direniş devam edecek!
Şimdi herkes elini vicdanına koysun, ne direnişi bu? Her geçen saniye Türkiye'ye kan kaybettiren bu saçma sapan eyleme niçin son verilmiyor? 20 milyonluk bir şehrin en önemli meydanına bir grup nasıl böyle pervasızca el koyabiliyor?
Velhasılı Gezi Parkı krizi sürüyor.
Ankara Mitingi
Hayatımda ikinci kez bir mitingi başından sonuna kadar izledim. AK Parti'nin büyük kalabalıkları miting alanlarına çekmesi gerçekten etkileyiciydi. Bu büyük kalabalığın hareketliliğini bir binanın çatı katından izlemek insanın ayrıca ilginç sahneleri gözlemesine neden oluyor. AK Parti belli ki müthiş bir teşkilata sahip. Kalabalıklar disiplin içersinde hareket ediyorlar. Bu düzen intizam Merhum Erbakan'ın partisi Refah Partisi'nden tevarüs eden bir şey.
Başbakan'ın meydana gelmesiyle orada toplanan yüz binlerce kişi aslında o meydana niye geldiklerini de belli etti. Liderleri Tayyip Erdoğan'a destek için gelmişlerdi.
Şöyle bir soru sormak gerekiyor: AK Parti bu mitingi niye yaptı? Bana göre AK Parti bu mitingi dış dünyaya bir cevap olsun diye yapıldı. Eğer bu doğruysa maksat hasıl oldu. Gezi eylemlerinden yola çıkan dış dünya Başbakanı halkın özgürlüğünü kısıtlamakla suçluyordu. Başbakan dün bu çevrelere "işte halk" dedi.
Başbakan esasen toparlayıcı bir konuşma yaptı. Konuşmasında bir bölüm vardı ki önemle üzerinde durmak gerekir. Başbakan "Alevinin sünniye, sünninin Aleviye bir üstünlüğü yoktur" sözleri ile son dönemde Alevilerin huzursuzluğunu bildiğini ve bu konuya önem verdiğini gösteriyor.
Konuşmasını genel olarak bir seçim konuşması niteliğinde yapan Başbakan konuşmasının en önemli bölümünü sona sakladı. Gezi Parkı eylemcilerine son sözünü söyledi. Eylemcilere rica etti ve 'meydanı terk edin' dedi. Aksi halde polis zoruyla çıkartılacaklarını haber verdi.
Bu mitingin sonuçlarını sanırım başta Gezi meydanı olmak üzere yarın bütün Türkiye yaşayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.