Yeniden polis zoruyla
Şimdi herkes elini vicdanına koysun, ne direnişi bu? Her geçen saniye Türkiye'ye kan kaybettiren bu saçma sapan eyleme niçin son verilmiyor? 20 milyonluk bir şehrin en önemli meydanına bir grup nasıl böyle pervasızca el koyabiliyor?
Velhasılı Gezi Parkı krizi sürüyor.
Ankara Mitingi
Hayatımda ikinci kez bir mitingi başından sonuna kadar izledim. AK Parti'nin büyük kalabalıkları miting alanlarına çekmesi gerçekten etkileyiciydi. Bu büyük kalabalığın hareketliliğini bir binanın çatı katından izlemek insanın ayrıca ilginç sahneleri gözlemesine neden oluyor. AK Parti belli ki müthiş bir teşkilata sahip. Kalabalıklar disiplin içersinde hareket ediyorlar. Bu düzen intizam Merhum Erbakan'ın partisi Refah Partisi'nden tevarüs eden bir şey.
Başbakan'ın meydana gelmesiyle orada toplanan yüz binlerce kişi aslında o meydana niye geldiklerini de belli etti. Liderleri Tayyip Erdoğan'a destek için gelmişlerdi.
Şöyle bir soru sormak gerekiyor: AK Parti bu mitingi niye yaptı? Bana göre AK Parti bu mitingi dış dünyaya bir cevap olsun diye yapıldı. Eğer bu doğruysa maksat hasıl oldu. Gezi eylemlerinden yola çıkan dış dünya Başbakanı halkın özgürlüğünü kısıtlamakla suçluyordu. Başbakan dün bu çevrelere "işte halk" dedi.
Başbakan esasen toparlayıcı bir konuşma yaptı. Konuşmasında bir bölüm vardı ki önemle üzerinde durmak gerekir. Başbakan "Alevinin sünniye, sünninin Aleviye bir üstünlüğü yoktur" sözleri ile son dönemde Alevilerin huzursuzluğunu bildiğini ve bu konuya önem verdiğini gösteriyor.
Konuşmasını genel olarak bir seçim konuşması niteliğinde yapan Başbakan konuşmasının en önemli bölümünü sona sakladı. Gezi Parkı eylemcilerine son sözünü söyledi. Eylemcilere rica etti ve 'meydanı terk edin' dedi. Aksi halde polis zoruyla çıkartılacaklarını haber verdi.
Bu mitingin sonuçlarını sanırım başta Gezi meydanı olmak üzere yarın bütün Türkiye yaşayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.