Giriş Tarihi: 14 Haziran 2013, 20:26
İtalya'nın Milano şehrinde iki gün önce olanları duydunuz mu?
Milano belediye başkanı dondurma dükkanlarında gece 24.00'ten sonra dondurma yemeyi yasakladı.
Belediye Başkanı Giuliano Pisapia kararı savundu ve bu kararın Milano halkı geceleri rahatsız olduğu için alındığını söyledi.
Kararı alan Milano Belediyesi tabii ki eleştirildi. Belediye Başkanı Pisapia aldıkları kararın yanlış anlaşıldığını, dondurmayı yasaklamadıklarını, sadece gece dondurma dükkanlarının satış yapmasını yasakladıklarını açıkladı.
Seçilmiş siyasetçiler yetkilerine dayanarak bazı kararlar alabiliyorlar.
Ve demek ki iletişim ve algı sorunları dünyanın her yerinde yaşanıyor.
Bizde yaşanan da tam bir iletişim ve algı arızasıydı.
Hükümet gelişmiş demokratik ülkelerdeki uygulamaları incelemiş ve içki satışları konusunda yeni bir düzenleme yapmıştı.
Buna göre gece 22.00'den itibaren içki satış yerlerinden içki alımını yasakladı.
İçki reklamlarını ve içki üreten yerlerin sponsor olmasını da yasakladı bu düzenleme.
Bunlar bütün batı ülkelerinde yürürlükte olan kurallardı.
Ama kıyamet koptu Türkiye'de.
Ne hükümet yaptığı işin normal bir iş olduğunu anlatabildi, ne de insanlar bunun sadece bir içki satışı düzenlemesi olduğunu anlayabildi.
Geniş bir toplum kesimi işi Gezi isyanlarına gerekçe yapmaya kadar vardırdı ve hükümetin bu kararını özel hayata müdahale olarak gördü.
AK PARTİ MİTİNGLERİ
Şöyle söyleyenler var: "Başbakan Gezi Parkı krizini son günlerde iyi yönetti; sanatçı ve çevrecilerle görüştü, uzlaşmacı mesajlar verdi. Artık bu saatten sonra Başbakan'ın bir güç gösterisinde bulunmaya ihtiyacı yok. Onun için cumartesi-pazar Ankara ve İstanbul'da yapacakları mitingleri iptal etmeleri gerekir, aksi halde bu mitingler yeni gerginliklere sebep olabilir."
Böyle diyenler sanırım Başbakan Erdoğan'ı yeterince tanımıyorlar. Başbakan'ın derdi Gezi Parkı değil artık. Başbakan asıl yurtdışından bu Gezi olayı nedeniyle Türkiye'ye tavır geliştiren, düşman gösteren ve bu vesile ile Tayyip Erdoğan düşmanlığını açık eden çevrelerle meşgul. Başbakan bu çevrelere çok kızgın. Kendini arkadan vurulmuş hissediyor. Yüzüne karşı başka, arkasından başka konuşanları affetmeyecek Başbakan.
Diğer taraftan Batı ve ABD basınında ve siyasi çevrelerinde şöyle bir algı oluştuğu görülüyor: Başbakan Erdoğan'ın karizması ve partisinin rakipsiz gücü yıprandı. Türk halkı Tayyip Erdoğan'ı eskisi gibi tutmuyor. Halk ayaklandı.
Başbakan Mağrip gezisi dönüşü Atatürk Havaalanı karşılaması ve ardından Ankara gövde gösterisi ile Batılıları bir miktar kendine getirdi. Ancak bazı Batılı ve Amerikalı medya çevrelerinin mesajı hala yeterince almadıklarını düşünüyor Başbakan.
Ankara ve İstanbul mitingleriyle Türk halkının arkasında olduğu gerçeğini dünyanın gözüne sokmak istiyor.
Yani bir tür kamu diplomasisi yöntemi deniyor.
Kendisine saldıran Batılılara karşı Türk halkını sürüyor harp sahasına.
"Mitingler iptal edilsin" diyenlere duyurulur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.