Hüseyin Kocabıyık

Gezi azgınlığı

Bir başörtülü kadın...
Adı Zehra Develioğlu...
İstanbul Kabataş İskelesi'nin önünde eşini bekliyor.
Birden etrafını Gezi protestocuları sarıyor.
Genç kadın yanındaki altı aylık çocuğuyla neye uğradığını bilemiyor.
Hakaret, şiddet, en müptezel küfürler...
Zavallı genç kadın dayanamıyor, baygınlık geçiriyor.
"Uyandığımda üzerim idrar kokuyordu" diyor.
Bu kadın sokaktan geçen herhangi biri değil, İstanbul Bahçelievler Belediye Başkanı'nın gelini.
Yani hiç kimse bu olayı 28 Şubat'taki "Fadime" eylemi gibi gösteremez.
Bunu yapan insan mı hayvan mı yoksa bir uzaylı mı bilemiyoruz.
Ancak bildiğimiz bir şey var ki bunu yapanlar, giydikleri kıyafetlerle, konuştukları jargonla bize 20 gündür bu ülkenin "akıllı çocukları" diye yutturulan anlam dünyaları tükenmiş müptezel tipler.
***
Bitmedi...
Eşim söylemese inanmazdım:
Milli Eğitim Bakanlığı'nın en üst düzey bürokratlarından birisinin eşi bir restoranda yemek yiyor.
Başı kapalı bir kadın.
Bu arada başı açık, orta yaşlı bir kadın sakin sakin başı kapalı kadının yanına geliyor...
Kulağına eğiliyor ve şöyle diyor:
"O kafandaki örtüden de, senden de iğreniyorum."
Bu sözleri söyleyen kadın hiçbir şey olmamış gibi sakince çıkıp gidiyor.
Üst düzey bürokratın eşi donup kalıyor.
Edep ve haya duygularına sahip olduğu için kendisine hakaret eden o haya ve edep yoksunu kadına tek kelime edemiyor.
Bunlar bizim bildiklerimiz, duyduklarımız.
Gezi eşkıyasının şehrin sokaklarına hakim olduğu şu yirmi günde kim bilir böyle kaç kadın saldırıya uğradı.
Hakaret edildi.
Kazlıçeşme'yi dolduran bir milyon kişinin oraya sadece bir partiye destek olmak için gittiğini sananlar çok yanıldıklarını sandıklar açıldığı zaman anlayacaklar.
Gezi göstericileri adı verilen ve birçoğu nihilist-ateist-lümpen takımından olan saldırganlar Türk milletinin çoğunluğunun yüreğinde büyük yara açmışlardır.
Polis şimdi bunları tek tek tespit ediyor.
***
Peki, kim bunları yapanlar?
Hangi eğitim sisteminin içinde yetiştiler?
Bunların anaları babaları kim, hangi sosyal kategoriye mensuplar?
Bütün bunların araştırılması ve incelenmesi gerekiyor.
Aile Bakanlığı'nın bu konuda bir çalışma yürüttüğünü öğreniyoruz.
Ancak bizim ilk tespitlerimiz şunlar:
1- Genar'ın araştırmasına göre bu insanların yüzde 30'nun bir anlam dünyası yok. Yani değer yoksunu insanlar.
2- Bu saldırganlar genellikle orta ve orta-üst kesime ait ailelerin çocukları. Normal bir sosyolojide orta ve orta üst sınıf aileler değer taşıyıcı bir özellik arz ederler. Bizde bu kesim içinden neden lümpen çocuklar çıkıyor? Bu da incelenmelidir.
3- Bütün bu yaşananlar değer eğitimi eksikliğinin AK Parti döneminde de devam ettiğini gösteriyor.
Gezi Parkı olayı ülkemize çok büyük zararlar verdi, ancak bir faydası oldu ki o da şudur: Türk toplumu giderek "sağlam toplum" olmaktan uzaklaşıyor.
Üstelik muhafazakar bir iktidar döneminde oluyor bunlar.
Bunun üzerine düşünmek gerekmez mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.