Eskişehir Valisi'ne saldırmak ve gazetecilik etiği

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın Radikal gazetesinden İsmail Saymaz'a gönderdiği e-mail tartışmaların gündeminde yer buldu. Vali'nin e-mail'indeki üslup kamuoyunun genelinden eleştiri aldı. Evet doğru, devlet hayatında Vali Azim Tuna gibi başarılarıyla ve nezaketiyle temayüz etmiş bir üst düzey yöneticinin böyle bir sorunlu dil kullanması eleştirilebilir ve nitekim eleştirilmiştir. Ancak Vali Tuna sadece gönderdiği e-mail'deki ifadelerden dolayı eleştirilmedi. Türkiye'deki tüm Gezi garnizonları harekete geçti, tüm iftira ve infaz timleri eylemlerine başladılar ve Vali Tuna'yı linç etme girişimini bir ayin edasıyla sürdürdüler.
Bu kadar insafsız bir linç girişimi sergilenmişken ve üstelik bu girişim basın etiğinden çok uzaklara savrulmuş bir sözde gazeteci üzerinden sürdürülürken, olanları bir nümayiş seyircisi gibi seyredemeyiz.
***
Radikal'deki o gazeteci-ismi ikinci kez gerekmez- sözde bir gazetecidir ve gazetecilik etiğinin e'sinden haberdar değildir. Radikal gazetesini ve gazetenin yöneticisi olan ve her zaman muhabbet beslediğim Eyüp Can'ı kınıyorum. Kınıyorum, zira Vali Tuna hakkında yapılan haber baştan sona çarpıtılmış bir haber üzerine tasarlanmış ve kamuoyu aldatılmıştır. Çünkü Vali Tuna o sözü edilen açıklamayı kamuoyunun önünde yaptı ve "Duyumlarımıza göre kendi arkadaşlarına zarar vererek polisin üzerine atmak gibi çabaları var" sözünü ölen Ali İsmail Korkmaz için söylemedi. Bunun böyle olmadığı o konuşmayı dinleyen herkesin göreceği açıklıktadır. Ama benim geçmişten tanıdığım infaz gazeteciliği yine devreye girmiş ve Vali Tuna'yı hırpalamaya yönelmiştir.
Üstelik bu yalan ve çarpıtma haberi yapan gazeteciye Vali tarafından açık izahatlar verilmiş olmasına rağmen bunun yapılması yeni Gezi arayışları olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.
"Ağaç üzerinden iktidar değiştirmeyi başaramadık, bir de vali üzerinden deneyelim" girişimidir bu ve bunun Radikal gibi güvenilir bir gazete üzerinden yapılması da hayli ilginçtir.
***
Birinin hakikati dile getirmesi ve Eskişehir Valisi üzerinden oynanan bu çirkin oyunu deşifre etmesi gerekiyor. Valiyi üslup ve kullandığı hak arama yöntemi konusunda eleştirebilirsiniz, ki Başbakan'dan bakana kadar bu eleştiri yapılmıştır, ama çarpıtılmış bir beyanat üzerinden başarılı bir valiyi linç edip sonra da oradan bir yeni Gezi travması çıkarmak kelimenin tam anlamıyla provokatörlüktür.
Diğer taraftan, Eskişehir basının bu tuzağa düşüp kendi şehirlerinin başarılı valisini benzer bir üslupla muaheze etmesi de doğrusu beni üzmüştür. Oysa Eskişehir basını her zaman doğru haber ilkesine sadık kalmış bir basındır. Bu oynanan çirkin oyunu en baştan görmeliydi, valiyi üslubundan dolayı eleştirmeliydi, ancak o malum gazetecinin de nasıl çarpıtılmış bir haber üzerinden bir kamu görevlisine iftira attığını deşifre etmeliydi. Bir bakıma ulusal medyaya gazetecilik ve habercilik ayarı vermeliydi Eskişehir medyası.
Eskişehir'i bu kadar seven, bu şehir için bu kadar çok çalışan ve bu şehri gerçek bir kültür başkenti haline getiren bir vali için bir miktar özen göstermek gerekmez mi?