Ahmet Abi, Vedat Abi ve Leyla Hanım
Onun herhangi bir konudaki görüşü, değerlendirmesi benim için sağlam bir kıstastır.
Sadece benim için değil, sadece muhafazakar dünya için değil, bana göre Türkiye için öyledir.
Merak etmiştim, Ahmet Taşgetiren 17 Aralık Hükümet Yıkma Operasyonu'na nasıl bakacaktı?
Şöyle baktı Ahmet Abi:
"Ben son operasyonu sadece bir yolsuzluk operasyonu olarak görmedim. Bu, başka bir savaşın uzantısı bana göre. Ve ben o noktada gazetemin genel yayın çizgisi ile çok farklı duruyorum."
Ve Bugün Gazetesi'yle yollarını ayırdı.
***
Vedat Bilgin...
Vedat Bilgin'i birkaç cümleyle size anlatayım: Demokrat değerlerin taşıyıcısı bir milliyetçilik tefekkürünü tarih ve medeniyet çizgisinde en bariz biçimde ortaya koyan yegane hocadır. Yıllar var ki hem bir aydın olarak hem de bir üniversite hocası olarak Mümtaz Turhanlar'ın, Erol Güngörler'in bilim geleneğini en haysiyetli biçimde taşır.
Merhum Aydın Menderes, babası demokrasi şehidi Adnan Menderes adına bir vakıf kurulurken bu vakfın başına Vedat Bilgin'in geçmesini vasiyet etmişti.
17 Aralık suikastı milliyetçi bir aydın olarak onu da çok rahatsız etti.
Görüşlerini açıkça yazdı. 22 Aralık'ta köşesinde şöyle diyordu Vedat Hoca:
"Yıllarca darbelere, cuntalara müdahalelere karşı açıkça tavır alırken, ortaya koymaya çalıştığımız ilkeli tutum, demokratik kurumlara, Meclis'e ve onun içinden çıkan hükümete, sivil ve askeri bürokrasiden gelen ve gelebilecek olan her türlü girişime karşı durmayı, karşı çıkmayı gerektirmiştir.
Devletin gücünü kullanan bürokratların ne böyle bir siyasi yetkileri ne de sorumlulukları vardır. Bugün, hükümete karşı siyasi bir mahiyet kazanan sürecin ve aktörlerinin yaptıklarını savunmak, bizatihi bir siyasi anlayışın ve projenin göstergesidir. Hırsızın günahını siyasete ve demokrasiye değil, hırsıza çıkarmak gerekmez mi?"
Ve Bugün Gazetesi bu namuslu bilimadamını, bu Türk milliyetçisi hocayı susturdu.
***
Leyla İpekçi...
Olgunlaşmanın, derinleşmenin, sırra ermenin bütün pırıltısını her yazdığı kelimede hissettiren ülkemizin çok önemli kadın aydınlarından.
Merhum basın şehidi Abdi İpekçi'nin yeğeni.
Onu okumaya başlamadan önce bütün dünya hayatından kopmak, kafamızı ve kalbimizi bütün kir ve pastan temizleme ihtiyacı duyarız.
Basın camiasında o herkesten önde birisi...
Herkesten yüksekte...
Ve herkesten derinde...
Leyla Hanım gelen belayı, şirreti ve tezgahı herkesten önce görmüştü.
Kini, nefreti ve bedduayı hissetmişti.
Ve çok rahatsız olduğu apaçıktı.
İşte 3 Aralık tarihli yazısı
"Nefret ederek hak aramak bizi adaletli davranmaktan uzağa düşürüyorsa... Hak arama hakkımızı nefretin yayılmasını engellemekten öteye koymaya başlamışsak... Her şeyi bu uğurda kırıp döküyorsak... Hakikat üzere ittifak etme gayretimiz nefsin sınırlı terimlerine hapsolmuşsa... Hakka giden yolu tıkayan 'İsmail'lerimizi bir bir kurban etmemiz gerekiyor olabilir.
Sözlerimiz ve eylemlerimiz put olup çıkıyorsa, kelimeler ne niyet olabiliyor, ne amel. Yazabileceğim hiçbir şeyin kalmadığını görüyorum şu an için... 'Allah ile beraber başka bir ilaha tapma'."
Leyla Hanım Zaman Gazetesi'nden istifa etti.
***
Bana soruyorlar, "Niye hükümetin arkasında duruyorsun?" diye...
İşte cevabım:
Ruh güzelliğinin canlı timsali Leyla Hanım hükümetin arkasında duruyorsa...
Vicdan temizliğinin abidesi Ahmet Taşgetiren hükümetin arkasındaysa...
Türk milliyetçiliğinin yaşayan en önemli aydını Vedat Bilgin hükümete destek veriyorsa...
Bu demektir ki, en doğru yerde duruyoruz!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.