Hüseyin Kocabıyık

Paralel anketler

Keşke zamanım olsa da siyasi tarihimizin paralel anketlerini bir bütün olarak, sonuçlarıyla birlikte yazsam.
Siyasi anketler konusunda görüşüm şudur: anket yaptırma alışkanlığını siyasete sokan Merhum Turgut Özal'dır; öyle olduğu için de herkesin önünde gitmiştir.
Bir siyasetçi için toplumsal eğilimleri önceden tespit etmek ve ona uygun politikalar geliştirmek başlı başına bir etkili siyaset yapma tarzıdır. Anket uygulamaları bu tarz siyaset yapmada çok önemli bir araçtır.
Şüphesiz anket uygulamalarının istatistik ölçme ve değerlendirme kriterlerine uygun yapılması önemlidir. Bilimsel ölçütlere uygun olmayan ya da spekülatif amaçlar gözetilerek yapılan anketler her şeyden önce bir ahlak sorununa işaret eder.
Yakın siyasi tarihimizde bu tür anketler yoluyla siyasete ve sandığa müdahale girişimleri çokça olmuştur ve bizler bu işi yapanların niçin yaptıklarını çok iyi bilmekteyiz.
İNAN KIRAÇ ANKETİ
Yıl 1995'ti ve aylardan Aralık'tı. Sağın büyük partisi DYP ile MHP 24 Aralık'ta yapılacak seçimlerde seçim işbirliği yapmaya karar vermişlerdi.
Muhtemelen bu işbirliği DYP lideri Çiller'i yeniden başbakanlık koltuğuna oturtacaktı ve MHP'ye iktidar ortağı olma şansı sağlayacaktı.
Ama Koç grubu Çiller'in yeniden başbakanlığa oturmasından nefret ediyordu; çünkü Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği'nden nefret ediyordu. Çiller Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne sokmuş ve "AB'ye de sokacağım" diye tutturmuştu.
İşte o tarihte, yani DYP-MHP seçim işbirliğinin resmiyet kazanacağı günlerde Ankara'ya birisi geldi.
Elinde bir çanta, çantada da iki anket vardı.
Koç Holding'in CEO'su ve damadı İnan Kıraç'tı gelen.
Sabah Alparslan Türkeş'i ziyaret etti ve çantasındaki anketi verdi. Türkeş'i tebrik etti; zira MHP ankette yüzde 15 seviyesinde görünüyordu.
Türkeş çok mutlu oldu.
Aynı İnan Kıraç öğleden sonra Başbakan Çiller'e gitti ve çantasındaki diğer anketi sundu ona. Bu ankette ise DYP yüzde 36'larda görünüyordu.
Çiller'in de gözleri parladı.
Çevresindeki akıl daneleriyle bu anketi paylaştı ve "MHP ile niçin seçim işbirliği yapalım ki" şeklinde bir kanaat oluştu.
Çok yalvardım "yapmayın" diye.
Nitekim beni dinlemediler ve o ittifak olmadı.
Seçimde MHP barajın altında kaldı, DYP ise ancak yüzde 22 gibi bir oy alarak hükümet kurma şansını kaybetti.
Yıllar sonra Kasım Gülek'in evinde merhum Alparslan Türkeş'le sohbet ederken İnan Kıraç'ın kendisine getirdiği o anket yüzünden DYP ile seçim ittifakı yapmadıklarını öğrendiğimde jeton düşmüştü bende.
Sabah sağcı öldüren öğleden sonra solcu öldüren silah gibi kullanılan anket.
İnan Kıraç sabah Türkeş'i öğleden sonra Çiller'i kandıran iki anketle siyasete müdahale etmişti.
ERTUĞRUL ÖZKÖK ANKETİ
Sadece İnan Kıraç'ın anketleri mi siyasete müdahale etti?
Hayır, aynı gücün işbirlikçisi Ertuğrul Özkök de iş başındadır.
Seçimlerden hemen önce gazetesinde yayınladığı anketlerle özellikle şehirli kararsız seçmenler üzerinde baskı oluşturmuştur.
Yaptığı kötü niyetli ve ortalama zekaya sahip her gazete yöneticisinin yapacağı türden bir müdahaleydi. Biliyordu ki DYP rakibi ANAP'ın en az altı-yedi puan önündeydi. Ve yüzen gezen oylar öndeki merkez sağ partiye kayacaktı. Kendi haline bırakılsa muhtemelen DYP yüzde 28-29'a yakın oy toplayacak ve siyasi istikrar düzeni kurabilecekti.
Hürriyet'te yayınlanan anketler iki merkez partiyi eşit oy düzeylerinde gösteriyordu.
Yani DYP'nin önde olduğunu bile bile ellerindeki düzgün yapılmış anketleri çarpıtarak hemen seçim öncesi gazetelerinde yayınladılar.
O paralı asker devreye girdi ve Türkiye'nin bütün ayarını bozdu.
28 Şubat'a siyasete yapılan o suikastlarla gidildi.
O genel yayın yönetmeni yıllar sonra çıktı ve itiraf etti: "Çok yanlış yaptım, pişmanım"
Ya ülkenin kaybettikleri?
Yazar Enis Batur en iyi arkadaşı olan o genel yayın yönetmeni için "İsmi aklıma gelince ben de tiksinti duygusu uyandırıyor" diye boşuna demiyor herhalde.
ZAMAN ANKETİ
Şimdi 30 Mart Mahalli Seçimlerine gidiyoruz.
Cemaat bütün silahşorlarıyla siyaset yapıyor.
Biz arkadaşlarımızı pek halim selim bilirdik, pek sahici adamlar sanırdık ama maşallah hepsi birer siyaset canavarıymış meğer.
Mücadelelerine bir diyeceğim yok, benim gibi hayal kırıklığı mağdurları olayları ibretle izliyor.
Ancak, görüyorum ki geçmişte defalarca şahit olduğum anket oyunlarına cemaatçi arkadaşlar da giriyorlar.
İki gün önce Zaman Gazetesi'nde o tezvirat türü anketlerden birisi yayınlandı.
Buna göre AK Parti'nin oyu yüzde 36.4'e düşmüş, CHP yüzde 28.8'e yükselmiş.
Daha ilginç olan, halkın yüzde 47'si cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül'ü görmek isterken sadece yüzde 17'si Başbakan Erdoğan'a şans tanıyor bu ankete göre.
Bu arada, Zaman Gazetesi'nde yayınlanan bu anketin dışında bu memlekette yapılan bütün anketlerde Ak Parti'nin yüzde 40'ların üzerinde olduğu görülüyor.
Hocaefendi, Koç, Zaman, anketler...
Bana, 1995 24 Aralık seçimleri, İnan Kıraç anketleri, Ertuğrul Özkök, Hürriyet isimlerini hatırlatan bu ittifak bugün neden ve nasıl kuruldu?
Bir ehli vatan bana bunu anlatabilse...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.