DARBECİYİ YAKALADIK... ADAM GİBİ YARGILAYAMADIK!...
Dün Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla 230 Balyoz hükümlüsü tahliye edildi. Karar çok ilginç ve önemli hukuk tartışmaları başlatacak nitelikte; zira Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği kararlardan farklı olarak Balyoz yargılamasının infazını durdurdu ve yeniden yargılama talebini kabul etti.
Bu önemli bir gelişmedir.
Bu gelişmeler karşısında benim üzerinde durmak istediğim husus şudur:
Dün, sanki bu ülkede 2002-2009 arasında hiçbir şey olmamış ve bir grup masum askeri şahıs kollarından tutulup hapishanelere atılmış gibi adeta bir algı operasyonu yapıldı Türkiye'de.
Oysa kimse bizi ahmak yerine koymamalıdır. Bizler Ergenekon örgütünün iktidarı devirmek için nasıl örgütlendiğini, Balyoz darbe girişiminin nasıl adım adım darbe planladığını bilmiyoruz muyuz sanki?
Bunların olduğunu gösteren yeterli delil o dosyalarda mevcut.
Çetin Doğan'ın marifetlerini nereye koyacağız?
Darbe günlüklerini nereye gizleyeceğiz?
Darbecileri ele veren ses kayıtlarını, yazılı resmi evrakı yok mu sayacağız?
O nedenle, toplumun arasına salıverilen hükümlü darbecilere 'masum insanlar' gözüyle bakılmamalıdır!
YANLIŞ YARGILAMA, EKSİK ADALET!
Balyoz davası sanıkları hakkında hüküm veren mahkemelerin hakim ve savcıları, sonradan öğreniyoruz ki, adına paralel yapı denen yapılanmanın mensuplarıymış. Bu bilgi bu yargılamalara neden gölge düştüğünü anlamamızı sağlıyor.
Gelinen noktadan anlaşılıyor ki, bu hakim ve savcılar adalet tesis etmek yerine farklı öncelikleri gözettiler.
İntikam hisleriyle ciddi hukuk ve usul hataları yaptılar.
Suçlu suçsuz ayırımı yapmadan suçluların yanında birçok suçsuz, masum askeri de cezaevine tıktılar.
Deliller üzerinde özenli ve titiz çalışmalar yapmadılar, buna imkan tanımadılar.
Sanık avukatlarının 5 numaralı cd hakkındaki yeni bilirkişi talebine 'sanık lehine bile çıksa fark etmez' diyebilen bir mahkemeye kim ne kadar güvenebilir?
Dolayısıyla, paralel yargı yürüttüğü yanlış, hukuk usulüne aykırı yargılama yüzünden Türk demokrasisi ve hukuk nizamı için çok önemli bir fırsatı heba etmiştir.
Türkiye yakaladığı darbecilerini adam gibi yargılayamadı.
Yargılama sonunda gözardı edilemeyecek bir 'adalet ve hukuk açığı' oluştu.
Hükümet ve Anayasa Mahkemesi, oluşan bu adalet ve hukuk açığını gidermek için yasama ve yargı faaliyeti yapmak zorunda kaldı.
Ama ne yazık ki hukuk ihlalleri yüzünden bugün bu darbeciler, bu tehlikeli adamlar tek tek toplumun içine masum insanlar gibi salıveriliyorlar.
Kenan Evren'in 34 yıl sonra darbecilikten yargılanıp müebbet hapis cezası aldığı günlerde darbecilerin böylesine kolayca salıverilmesi hüzün vericidir.
ENGİN ALAN İÇİN SEVİNÇ...
Bu gelişmenin beni en fazla memnun eden kısmı MHP Milletvekili Engin Alan'ın tahliye edilecek olmasıdır. Çünkü Engin Alan millet tarafından durumu bilinerek seçilmiş bir milletvekiliydi. Millet ona yasama görevi vermişti ki, bu görev bütün yargı kararlarından daha üst değer taşıyan bir karardır. Hükümetin çıkardığı bireysel başvuru hakkı kanunu ve Anayasa Mahkemesi'nin mevcut kararıyla bu yanlış düzeltilmiştir.
Engin Paşa'ya TBMM üyesi olarak başarılar dilerim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.